Esma’yı sitte risalesinde(30. Lema), Kuddüs isminde, "tanzif" fiili "münazzifi" (temizleyeni) gösterdiği halde neden "nazife" yani Kudüs’e (temize) gidiyoruz? Ve tanzif eden naziftir diyoruz. Tanzif eden münazziftir dememiz gerekmez mi? Diğer isimler için de de buna benzer bir usul takip ediliyor. Kendinde olmayan bir sıfatı başkasına verememek nasıl oluyor? Bunu nasıl delillendirebiliriz? Temizle...
Tarihçe-i Hayâttaki, Kastamonu Hayâtı bölümünde Üstâd Hazretleri'nin el yazması olarak sunulan mektûpta: "...Hattâ büyük memurlar da çok çekiniyorlar ve bana sıkıntı verdirmekle, kendilerini âmirlerine sevdiriyorlar. Husûsan" ifadesinden sonra: "حا ص م د بر" harfleri yer almaktadır. Bunların mânâsı nedir?
Tarihselci bir arkadaşın bir iddiası var buna ne cevap verilebilir? Yazı şu şekilde:
Mesela çok evlilik, o dönemde çok evliliğin yasaklanması imkansız. Kabile bir toplumda 7. yüzyılın aile anlayışı varken böyle bir şey yapmak böyle bir devrim imkansız. Ama Kuran buna rağmen belirli bir ölçü getiriyor 4 kadın ile sınırlıyor ve tek evliliği de bolca övüyor. Şimdi sosyoloji değişti. Çok evlilik kanu...
1. Mektub'da geçen "Hatta makamât-ı velâyette bir makam vardır ki, “Makam-ı Hızır” ta‘bîr edilir. O makama gelen bir veli, Hızır’dan ders alır. Ve Hızır ile görüşür. Fakat bazen o makam sâhibi, yanlış olarak ayn-ı Hızır telakkî olunur." cümlesini izah eder misiniz?
Tarikatlarda şeyhten tövbe almak gibi şeyler var. Hatta şeyhin ip uzatması müridin ip tutması vs. şeklinde şeyler var. Bunların bir dayanağı var mıdır? Tarikatların bu tür uygulamaları hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Fenafişşeyh, Fenafirrasul ve Fenafillah nedir? Allah ismini duyunca cezbeye gelmeyip de Seyda ismini duyunca cezbeye gelen müritlerin durumu normal midir? Bu durumu nasıl değerlendirmek gerekir?
Geçenlerde sınıfta edebiyat hocam ve bir arkadaşım arasında tartışma geçti. Hocamız, "tasavvuf, sınıfı geçmek varken sınıf birincisi olmaktır" dedi. Arkadaşım da "başkalarını düşünmeden kendin ibadet yapmak yerine tebliğ edelim notumuz ortada da olsa sınıfı hep beraber geçelim dedi. Tasavvufu nasıl anlamak gerekir?
Bir kişi başkasına hakaret vb. bir suçtan dolayı tazminat davası açsa ve haklı görülüp o kişiye tazminat ödense o ödenek bu kişiye helal olur mu?
"Ve o hadsiz faaliyet dahi, hadsiz bir tebdil ve tağyir ve tahvil ve tahribi dahi iktiza ediyor. Ve o hadsiz tağyir ve tebdil dahi mevt ve ademi, zeval ve firakı iktiza ediyor."
Bu cümleyi nasıl anlamalıyız? Tağyir ve tebdil nasıl zeval ve firakı gerektirir?
Tebliğ ulaşmayan insanların varlığının hikmeti nedir? Mesela dünyayı imar için mi yaratılmışlar?