Hz. Üstad Bediüzzaman bir risalesinde, "Açlıktan kimsenin ölmeyeceğinden" bahsediyordu. Acaba Somalide açlıktan ölenlerin durumu nedir?
Tarîk-i Nakşî de dört şeyi bırakmak lazım. Hem dünyayı, hem nefis hesabına ahireti dahi hakiki maksad yapmamak, hem vucudunu unutmak, hem ucba, fahra girmemek için bu terkleri düşünmemek.. Risale- nurda ise "Acz-mendi tarikinde dört şey lazımdır: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!" şeklinde geçen esasları acıklar mısınız?
İnsan âciz ve fakir olduğu halde, âczi ve fakri nasıl ona şefaatçi olabilir?
Adalet-i mahzanın uygulanamadığı bir durumda adalet-i izafiyenin uygulanması caiz midir? Eğer değilse adalet-i izafiyenin uygulanmasını meşru kılan bir sebep var mıdır? Risale-i Nur'da bahsi geçiyor mu?
Toplumu etkileyen manevi hastalıklardan "adavete muhabbet" kısmını açıklayabilir misiniz?
”Halbuki zulümden tenezzühü kâinatın şehadetiyle sabit olan adalet…” Bu cümle, Tılsımlar mecmuası sayfa 111' de geçiyor. Sorum şu ki: Cenab-ı Hakk'ın Adl ismine kâinat nasıl şehadet ediyor? Buna misaller verir misiniz?
Bazen bir meselede iki kişi de kendini haklı görebiliyor, karşı tarafı da haksız görüyor. Ayet-i Kerimeler ve Hadis-i Şeriflerle beraber Uhuvvet Risalesini de tekrar tekrar okuduğum halde bu durum bende düzelmedi. Karşımdaki kişiye muhabbet beslemek yerine, ona darılıyorum, küsüyorum ve bu hal sürekli devam ediyor. Okuduklarımın kalbime tesir etmediğini anlıyorum, kalbim eskisi gibi düzelmiyor. İk...
11. Şua'nın 7. Meselesinde geçen " güya yetmiş renkli bir hûri elbisesidir ki," ifadesinda ağacın yetmiş renkli huri elbisesine benzetilmesini hikmeti nedir? İzah eder misiniz?
Yazı mektubunda geçen, "Ümmetimin bozulduğu zaman sünnetime yapışan yüz şehid sevabını kazanabilir" hadisinde geçen yüz şehit sevabını yalnız sevap cihetiyle mi anlamalıyız, yoksa makam olarak da o derece yüksek mi olacaktır? Mesela bir şehit 70 kişiye şefaat edebilecekken, bu şekilde 7000 kişiye şefaat hakkı doğar mı?
Ölümün;gençlik rehberinde izah edildiği üzere; Âhireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalâlette gidenlere, bir haps-i ebedî olmasını nasıl anlayacağız? Günahkarlar cehennemde ebedi kalmayacak ki? Devamında geçen "Öyle gördüğü ve itikad ettiği ve inandığı gibi hareket etmediği için öyle muamele görecek." ifadesini biraz detaylandırabilir misiniz?