"Delilin en parlak ve en geniş dairesini göstermekdir. Yoksa, bir kısım ehl-i tefsirin dedikleri gibi hafî delili bırakıp zâhir delile çıkmak değildir." ifadesinde ne anlatılmak istenmektedir? Tefsirciler bu kısmı nasıl açıklamışlar?
Hâkimiyet-i mutlaka ve âmiriyet-i küllîye kavramlarını açıklayıp bunları kavramak için örnekler verirmisiniz?
Hariciler hakkında bilgi verir misiniz?
(Haşa) Allah Kendisinden Daha Güçlü Bir Varlık Yaratabilir mi? diyenlere nasıl cevap vermeliyiz?
'Demek yirmibeş bin seneye karib bir daire-i muhitanın içinde, rivayete binaen Şam-ı Şerif kıt'ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bastedilecektir.'" cümlesini açıklar mısınız?
25. Lem'a Hastalar Risalesi'ndeki "Hangi hastalıklı genci gördüm ise sair gençlere nispeten ahiretini düşünmeye başlıyor. Gençlik sarhoşluğu yok. Gaflet içindeki hayvani hevesattan bir derece kendini kurtarmış. Ben de bakıyordum, onların tahammül dahilindeki hastalıklarını bir ihsani ilahi olduğunu onlara İhtar ediyordum" bölümünde tahammül dahilindeki hastalıkların bir ihsanı ilahi olduğunu söylü...
Bayanların hayız müddetinde Cevşen'ül-Kebir okuması caiz mi?
Lemaatte geçen "Hazm olmayan ilim telkin edilmemeli" cümlesini nasıl anlamalıyız?
Helal gıda noktasında dikkat etmeye çalışıyorum ve etrafımdaki akrabalara, sevdiklere de anlatmaya çalışıyorum. Fakat yer yerde her şeyi yemediğimi bildikleri halde bazen aşırı derecede ısrarla karşılaşıyorum. Böyle bir ortamda ve ilk girdiğimiz ortamlarda nasıl bir davranış sergilemeliyiz?
Asa-yı Musa mecmuasının Osmanlıca nüsha 76. Sayfasındaki ihtâr kısmında üstat hazretleri “Her bir âyetin, müteaddid ma‘nâları var. Hem her bir ma‘nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir. Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Bir kaç örnek verir misiniz?