28. Söz'de geçen, "Şu çirkin, ölü, camid ve çoğu kışır olan dünyada; hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp, ülfete mani olmazsa, yeter." cümlesini açıklayabilir misiniz?
24. Söz 8. asılda "Zîrâ kıyâmet dünyanın ecelidir. Dünyanın ömrüne nisbeten bin veya iki bin sene, bir seneye nisbetle bir iki gün veya bir iki dakika gibidir." cümlesindeki zaman kavramını izah eder misiniz?
Birinci Söz'de geçen, "düşmanın hacatın nihayetsidir" cümlesini nasıl anlamalıyız?
Özellikle 1. Sözde ve kimi yerlerde geçen düşman kelimesinden ne anlamak gerekiyor, neler kastediliyor? kim-ne, kime-neye düşman ?
22. Söz 2. Makam 1. Lema'da geçen "Ecel dahi tevehhüm olunan fenâlıklara merci‘dir." ifadesini izah eder misiniz? Fena şeyleri ecele vermeyi açıklar mısınız?
14. Söz'ün Zeyli'nin telif sebebi olan ve bu zeyilde "şimdiki zelzele", "bu büyük zelzele" diye bahsedilen hadise, hangi zelzeledir? Bu zeylin, 1939 Erzincan zelzelesinden önce, 1933 yılında yazıldığını biliyoruz. Hem 1939 zelzelesi Ramazanda, teravih vaktinde olmamıştır. 1992 Erzincan zelzelesi teravihte olmuştur. Ayrıca "ehl-i zındıkanın orada tesirli bir merkez-i faaliyet tesisleri" mesele...
Üstadımız ile mülakat yapan Eşref Edip hakkında bilgi verebilir misiniz? Kendisinin mülâkatta Üstadımızın sözlerini çarpıttığı veya ümitsizlik vb kelimeleri mülakata eklediği söyleniyor. Ne dersiniz? Genel bir açıklama ve Eşref Edip mülâkatının sorularını ve cevaplarını yayınlayabilir misiniz?
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
Gençlik Rehberinde 'setr-i gaybde bulunan istirahat-i tammeden bilkülliye mahrumsun' sözüyle ifade edilmek istenen nedir?
Gençlik Rehberi'nde 3 sayfada "Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için, bir tek muhbirin sözü nazara alınsa..." Bu kısmı nasıl anlamalıyız?