Kastamonu Lahikasında geçen, "Hılkaten çok istediği ve fıtraten muhtaç olduğu münasib kocayı daha bulamazlar. Bulsalar da başlarına bela bulurlar."
1) Bulsalar da başlarına bela bulurlar ne demektir izah eder misiniz?
"Hattâ bu hâlin neticesi olarak o âhirzamanda, bazı yerlerde nikâha rağbetsizlik yüzünden, [kırk kadına bir erkek nezaret edecek] derecede kadınların ehemmiyetsiz, sahibsiz, kıymet...
"Şüphesiz ahirzamanın azgınları o âlimlerdir ki ağızlarını tatlandırdılar. Sonra hevalarına tabi olmaya yöneldiler. İlmi sevap isteyerek okumadılar. Ancak dünyada kolaylık için okudular. Onları mal ile genişlemiş ve karınlarını haram ile doldurmuş görürsün. Bu yüzden (onlar yüzünden) insanları zillette bulursun. Zira alimin kayması bin kaymaya bedeldir. Alimin musibeti ilmiyle amel etmediği zamand...
"Kur’ân’ın her bir kelâmı, üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, “Bu Allah’ın kelâmıdır.” İkincisi, “Allah’ca murad olan ma‘nâ haktır.” Üçüncüsü, “Ma‘nâ-yı murâd budur.” Eğer Kur’ân’ın o kelâmı başka bir ma‘nâya ihtimâli olmayan muhkemâttan olursa veya Kur’ân’ın başka bir yerinde beyân edilmiş ise, birinci ve ikinci kaziyeleri aynen kabul etmek lâzımdır. Ve inkârları da küfürdür. Şâyet Kur’ân’ın o k...
Sözler eserinde s. 88'de geçen "Belki i‘dâmdan ve hapisten gayet zâhir olarak Kur’ân affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcûdâtı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelâl hesabına istihdâm edip..." ifadesindeki "Kur'ân'ın affettiği" tabirini nasıl anlamalıyız?
"Hem insan hodgâmlık ve zâhirperestliğiyle beraber, her şeyi kendine bakan yüzüyle muhâkeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edeb zanneder. Meselâ âlet-i tenâsül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa hilkate, san‘ata ve gāyât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa, ayn-ı edebdir. Ha...
"İşte, yedi nevi ile yedi tarzda arzın yedi tabakası mevcut olduğu tahakkuk ediyor. Sekizincisi olan âhirki mânâ başka nokta-i nazarda ehemmiyetlidir; o yedide dahil değildir." açıklar mısınız?
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
11. Lemada dördüncü nüktenin zahirde sünneti seniyye ile irtibatı görülmüyor. Dördüncü nüktenin sünneti seniyye bahsinde yer almasının hikmetini izah edebilir misiniz?
İktisad Risalesi'nde geçen "hem ma‘nevî dilencilik zilletinden kurtaracak bir sebeb-i izzet, hem ni‘met içindeki lezzeti hissetmeye ve zâhiren lezzetsiz görünen ni‘metlerdeki lezzeti tatmaya kuvvetli bir sebepdir." cümlesinde hususen manevi dilencilikten kasıt nedir? İzah eder misiniz?
Ahirzamanda gelecek olan Mehdi hakkında bilgi verir misiniz?