"Ve keza, şuurî olmaksızın, senin lehine ve aleyhine çok fiiller cereyan etmektedir. O fiiller şuurî oldukları halde, şuurun taallûk etmediğinden sâbit olur ki, o fiillerin fâili bir Sâni-i Zîşuurdur. Ne sen fâilsin ve ne senin esbabın!" (Mesnevi Nuriye, Katre, Osmn. 60) Burada geçen “hem şuuri olmaksızın” “hem de şuuri oldukları halde” ifadeleri çelişkili gibi gözüküyor. Bunu nasıl izah edebilir...
Asa-yı Musa mecmuasının Osmanlıca nüsha 76. Sayfasındaki ihtâr kısmında üstat hazretleri “Her bir âyetin, müteaddid ma‘nâları var. Hem her bir ma‘nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir. Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Bir kaç örnek verir misiniz?
Kapımıza sürekli olarak dilenmek amaçlı insanlar geliyor. Gelmeleri bir değil iki değil sürekli olan bir durum. Bunlara karşı tavrımız nasıl olmalı? Gidin artık gelmeyin dersek mesul olur muyuz?
"Her söylediğin doğru olmalı fakat her doğruyu söylemek senin hakkın değildir" hakikatini nasıl anlamalıyız? Bazı kimseler bu hakikati yanlış anlayıp, hakikatleri insanlara tebliğden geri duruyorlar. Bu hakikat, doğrusunu bilmeyen kimseler tarafından suistimal ediliyor. İzah eder misiniz?
Bismillâh neden her hayrın başıdır?
Acaba her hayvanın ruhu cennete gidecek mi?
Bir kitapta okumuştum, bir insana sayıca 3 şeytan denk geliyormuş ve bunlar insanla sürekli ugraşıyorlarmış. Bu bilgi doğru mudur? Şeytan sürekli bir an bile bizi yalnız bırakmaz mı?
23.Sözün 2.Mebhası'nda geçen, "her mekanda hazır, mekandan münezzeh" ifadeleri birbirine tezat bir durum gibi görünüyor. Bunu açıklayabilir misiniz?
Her şerde hayır var mıdır? Bunu nasıl anlayacağız? Örneklerle açıklayabilir misiniz?
"Keza her şeyin bâtını zahirinden daha latîf, daha şeffaftır. Bu ise Sâni'in o şeyden hariç ve baîd olmamasına delâlet eder. O şeyin sair eşya ile nizam ve muvazenesinin sanii tarafından temin edildiği cihetle saniin o şeyde dahil olmamasını iktiza eder."( Mesnevi Nuriye, Katre 57)
Bir şeyin o şeyde kudretinin gözükmesi için nasıl olurda onun dışında olması gerekir. Yani içe müdahele edebilmek iç...