Arama sonuçları: 314 sonuç bulundu.

"Unsur-u hava, emir ve irade-i İlâhî'nin bir arşı olduğunu ispat eder." cümlesini izah eder misiniz? 
En'am suresi 51. ayeti nasıl anlamalıyız?
Kendimi kötü ve değersiz hissediyorum. Çok param, makamım, bilgim ve kariyerim olmadığı için üstüne engelliyim diye kimse beni sevmiyor ve bana değer vermiyor. Ben ne yapmalıyım? Nasıl düşünmeliyim? 
Bediüzzaman hazretlerinin eski Said döneminde felsefe ile İslam'a hizmet ettiğini, yeni Said döneminde ise doğrudan İslamı esas tuttuğuna ilişkin, Risalelerde bahisler vardır. İkisi arasındaki somut fark nedir? 
Arkadaşlarıma etkili bir tebliği nasıl yapabilirim? Neyi, ne zaman, ne kadar ve kime anlatacağım? Tebliğde dikkat etmemiz gereken hususlar nelerdir? Risale-i Nur'un tebliğ metodu nasıldır?
Keramet-i evliya hak mıdır? Aklen isbatı nedir? Bu konu hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?
Bediüzzaman hazretleri Kastamonu Lahikasında "Feraizi işleyen kebairi terk eden inşallah kurtulur" diyor. Ancak Asayı Musa mecmuası 11. şua 4. meselesinde ise; "hatta bir ehli keşif ve tahkik bir yerde 40 vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş, ötekiler gayb etmişler," diyor.(camii cemaati diye biliyorum yanlış değilsem) Bu iki parça birbirine zıt gibi duruyor. izah...
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
Kişi fitresini gelinine verdikten sonra gelin o parayı ev ihtiyaçları için eşine verebilir mi? 
Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe hamiyetfuruşların tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölü...