Soru

Frenkmeşrebane Medeniyet

Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne bir medeniyette midir? Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta sülûk etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe hamiyetfuruşların tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölümü idam-ı ebedî ve kabri daimî bir firak-ı lâyezâlî kapısı olduğunu gösteriyor.

Bu paragrafı izah eder misiniz?

Tarih: 6.01.2020 11:40:57
Okunma: 1617

Cevap

Mevzubahis olan yer 29. Mektubun 6. Kısım olan Altıncı risalede geçen 4. Desise-i Şeytaniyedir.

Bedizzaman hazretleri bu bölümde bazı mülhidlerin milliyetçilik damarını kullanarak etrafındaki insanları dağıtmaya çalıştığını bahseder. Şeytanın bu vesvesesine karşı Üstad cevaben: İnsanları 6 tabakaya ayırır:

1-Ehl-i İman ve ehl-i takva

2- Musibetzede ve hastalar

3-İhtiyarlar

4-Çocuklar

5-Fakirler ve zayıflar

6-Gençlerdir.

Birinci kısım olan ehl-i iman ve ehl-i takvânın en büyük menfaati, frenkmeşrebâne(Avrupalı gibi düşünüp ahireti unutup, günahlara ve nefsin istek ve arzularının peşinde koşan) bir medeniyette midir?

Bediüzzan hazretleri Avrupa medeniyetini ikiye ayırır:

1- Bozulmuş bile olsa Hırıstiyanlık dininin arta kalan bazı ahlaki prensiplerinin  tesiriyle insanlık için faydalı buluşlar ortaya koyan medeniyettir. İnsanlık için hayatı kolaylaştıracak yeni buluşlar ortaya bu yönünü tenkit etmez.

2- İkinci kısım ise İnsanları yoldan çıkarıp nefsinin arzu ve isteklerinin peşinde koşması için çalışıp arzu ve isteklerin esiri haline dönüştüren ikinci Avrupadır ki; Hz üstadın tenkit ettiği Avrupa medeniyyetinin bu yönüdür.

 Yoksa hakaik-i imaniyenin nurlarıyla saadet-i ebediyeyi düşünüp, müştak ve âşık oldukları tarik-i hakta( hak yolda) sülük(manen ilerlemek) etmek ve hakikî teselli bulmakta mıdır? Senin gibi dalâlet-pîşe (dalalette giden) hamiyetfuruşların (Vatanı ve milleti için çalıiştığını iddia eden) tuttuğu meslek, müttakî ehl-i imanın mânevî nurlarını söndürüyor ve hakikî tesellilerini bozuyor ve ölümü idam-ı ebedî ve kabri daimî bir firak-ı lâyezâlî kapısı olduğunu gösteriyor.

Ehl-i iman ve ehll-i takva olanlar Allah’ın, Ahiretin cennetin var olduğunu bilirler. Bu insanlar bütün gayretleriyle Allah’ın rızasını elde etmeye çalışırken ve bunların tek tesellileri ibadetle ve haramlardan sakınmakla mümkündür. Bu insanlara Allah’ı ve Ahireti bir tarafa bırakın, Cennetten vazgeçin, bedi hayatınızın mahvına sebep olacak günah ve haramların peşinde koşun diyerek bu insanları ebedi cehenneme sürüklemeye sebep olacak bir tavsiye onların hakiki tesellilerini bozar.


Yorum Yap

Yorumlar