Arama sonuçları: 266 sonuç bulundu.

6 isim ve 19 ayetten oluşan sekine ile ilgili olarak üstadın bu virdini hiç bırakmadan okumaya devam ettiğini okumuştum. Sekine ve başında bulunan 6 isim ile ilgili olarak üstadın veya hz Ali gibi başka büyüklerin bizlerin de okumasına yönelik bir tavsiyeleri varmıdır ? Eğer bize tavsiye edilmişse fazilet olarak sekineyi hangi niyetle okumalıyız ? 
'Levlake levlake lema halaktül eflak' Sen olmasaydın habibim felekleri yaratmazdım. Hadis-i Şerifine şii kaynaklı deyip inkar edenler var. Risalei Nur da geçen bu hakikati nasıl izah edebiliriz?
"Levléke levléke lemé halaktüleflék" cümlesinin sahih hadis olmadığını söyleyenler var. Bu konu hakkında bilgi verirmisiniz?
"Evet nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir, mizaçlara göre ilâçlar tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin istidadına göre ahkâm tahavvül eder. Çünki ahkâm-ı şer'iyenin teferruat kısmı, ahval-i beşeriyeye bakar. Ona göre gelir, ilâç olur." İctihat Risalesi'nde geçen bu kısmı açıklayabilir misiniz? Milletlerin istidadına göre ahkâm nasıl tahavvül ediyor? ...
Şirket-i manevi düsturu diğer cemaatler içinde var mı, başka cemaatlerde de her şahsın yaptığı sevaptan diğerleride istifade edebiliyor mu?
Her vakit ihtiyat iyidir. Zaten Hazret-i İmam-ı Ali de Radıyallahü Anh kerametkârane bize ihtiyatı tavsiye ediyor. Şimdi, Şark tarafında yeni bir hâdise: Bir şeyh tarafından, kendi müridleri ve halifeleri vasıtasıyla din lehinde, eskiden beri meşhur olmuş Şeyh Ahmed namında türbedâr-ı Nebevî tarafından vasiyetname-i Peygamberî (a.s.m.) namında bir eser, o havalide gezmiş, intişar etmiş. Oralarda ç...
İhlas Risalesi'nde "Ey Risale-i Nur şakirdleri ve Kur'ân'ın hizmetkârları! Sizler ve bizler öyle bir insan-ı kâmil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâlarıyız." denilmiş. Burada neden sizler ve bizler denilmiştir? Ayrıca, "insan-ı kamil ismine lâyık bir şahs-ı mânevînin âzâlarıyız" kısmını açıklar mısınız?
Yeni bir müceddid daha olacak mı?
Üstat Hazretleri 7.Şuanın hapse girmeye sebep olduğunu ve aynı zamanada necata da sebeb olduğunu söylüyor. Bu hapis Denizli hapsi mi? Eğer cevap evetse bildiğim kadarıyla Ayet-el Kübra 1938 de Kastamonu'da telif edilmiş. Fakat Denizli hapsi 1943 lerde. Nasıl olur da 38 de telif edilsin de 43 te hapse sebep olsun? Yaklaşık 5 senelik bu farkı nasıl anlamalıyız?
‘’Saniyen: Sarsıntılı olan altıncıdaki kardeşlerimizin istirahatlerini merak ediyorum. Bir parmak hariçten hapse, hususan altıncıya karışıyor. Oradaki kardeşlerimiz dikkat ve ihtiyat edip hiç bir şeye karışmasınlar.’’ Üstad ın ifade ettiği ‘’altıncı’’ ifadesi koğuş numarası mıdır? Eğer öyleyse üstad diğer koğuşta olan hadiseleri nerden biliyor?