"Hâşiye: Kur’ân-ı Hakîm, kâfirlerin küfriyâtlarını ve galîz ta‘bîrâtlarını ibtâl etmek için zikrettiğine istinâden, ehl-i dalâletin fikr-i küfrîlerinin bütün bütün muhâliyetini ve bütün bütün çürüklüğünü göstermek için, şu ta‘bîrâtı farz-ı muhâl sûretinde titreyerek kullanmaya mecbûr oldum." (Sözler)
Yukarıda geçen; Kuranda kafirlerin küfürleri nasıl geçiyor. konuyla ilgili olarak izah eder misi...
Cehennem kafirler için rahmet midir?
Deprem gibi afetler neden günahkar kafir memleketlerde değil de genellikle Müslüman memleketlerde oluyor?
Kastamonu Lahikası'nda (s. 36) geçen bu kısmı nasıl anlamalıyız? Kimlerden bahsedilmektedir?
Hadis ve sünneti inkâr edenin hükmü nedir? Dinden çıkarır mı?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Eski kavimlere gelen semavi tokatlar gösteriyor ki, yer gök ve hava gibi kâinatın büyük unsurları kafirlere karşı hiddet ediyor. Ne için böyle ehemmiyetsiz insanların ehemmiyetsiz ve şahsi günahları kâinatın hiddetini çekiyor?
Müslümanların yaptıkları hataların cezasını çoğu kez bu dünyada görmeleri ve kâfirlerin cezasının ahirete ertelenmesinin sebebi nedir?
Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de kâfirler istemese bile nurunu tamamlayacağını vadediyor. Risale-i Nurlar'da ise Üstadımızın 'beşerin başına acele bir kıyamet kopmazsa' ifadelerine rastlıyoruz. Rabbimizin Kur'ân'da kesin olarak geçen vaadini ve Üstadımızın bu ifadelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Bu konuya doğru bakış açısı nasıl olmalıdır?
"Allah'ı inkâr etmek, kâinatı inkâr etmek kadar akıldan uzaktır. Umum değil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu akıl kabul etmez. Kâfirler Allah'ı inkâr etmiyorlar, yalnız sıfâtında hata ediyorlar." (Şualar)
Bazı ateisler "Ben Allah'a inanmıyorum" diyor ve Allah'ı inkar ediyor, yukardaki cümleyi nasıl anlayabiliriz?