Arama sonuçları: 460 sonuç bulundu.

Şefaat hak mıdır? Bu konuda âyet ve hadisler var mıdır? Peygamber Efendimizin [sav] şefaatiyle cehennemdeki bir kişi cennete girebilir mi? şefaat sadece peygamberlere mi mahsustur?
...ve küfür ve isyan ile ve seni va‘dinde tekzîb etmekle senin azamet-i kibriyâna dokunan ve izzet-i celâline dokunduran ve ulûhiyetinin haysiyetine ilişen ve şefkat-i rubûbiyetini müteessir eden ehl-i dalâleti ve ehl-i küfrü, haşrin inkârında onları tasdîk etmekten yüz binler derece mukaddessin. Buradaki şefkat-i rububiyetin müteessir olmasını nasıl anlamalıyız? Cenab-ı Hakk kendi yarattıklarında...
"Mesnevî-i Şerîf, şems-i Kur’âniyeden tezâhür eden yedi hakîkatten bir hakîkatin aynası olmuş, kudsî bir şerâfet almış. Mevlevîlerden başka, daha çok ehl-i kalbin lâyemût bir mürşidi olmuş. Öyle de Risâle-i Nûr, şems-i Kur’âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb‘ayı ve o güneşteki renk renk ve çeşit çeşit yedi nûru birden aynasında temessül ettirdiğinden, inşâallâh yedi cihetle şerîf ve kudsî; ve yedi Me...
"Sen olmasaydın ey Habibim! Alemleri yaratmazdım" ifadesini açıklar mısınız?
Şeriat ülkesinde müslüman kadınlar tesettüre girmek zorunda mı, girmese bir ceza varmı?
"Hayır ve şer Allah'tandır." Buradaki şerden kasıt kişinin kendi isteğiyle isteyip de Allah'ın yarattığı şerler midir? Allah yarattığı şerler netice itibariyle şer değil hayırdır diyebilir miyiz?
"İşte insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadar olduğun bütün o seyyar dünyalar ve seyyal kâinatlar, mütemadiyen senin dalaletin suretiyle, senin başına dünya dolusu dehşetli ve hadsiz ölümlerin şiddetli elemlerini yağdırıyor." (Kastamonu lahikası) Burda geçen seyyar dünyalar ve seyyal kainatlar ne demektir? Konuya bağlantılı olarak izah eder misiniz)
Münacat Risalesi'nde geçen "Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriya-yı azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm" sözünü izah edebilirmisiniz?
“Çünki nasıl, merkezî bir nakış, her tarafından gelen atkı ve iplerin intizâmından ve vaz‘iyetlerinden hâsıl oluyor. Öyle de, kâinâtın dâire-i kübrâsında, bin bir ism-i İlâhî’nin cilvesinden uzanan nûrânî atkılar, kâinât sîmâsında öyle bir sikke-i rahmet içinde bir hâtem-i rahîmiyeti ve nakş-ı şefkati dokuyor ve öyle bir hâtem-i inâyeti nesc ediyor ki, güneşten daha parlak, kendini akıllara göster...
Bazı insanlar diyorlar ki; benim kıldığım şu namaz nerede, Peygamber Efendimiz (asm)’ın, Sahabelerin veya evliyaların kıldığı o hakiki namaz nerede?