Arama sonuçları: 1571 sonuç bulundu.

Üstadımız ile mülakat yapan Eşref Edip hakkında bilgi verebilir misiniz? Kendisinin mülâkatta Üstadımızın sözlerini çarpıttığı veya ümitsizlik vb kelimeleri mülakata eklediği söyleniyor. Ne dersiniz? Genel bir açıklama ve Eşref Edip mülâkatının sorularını ve cevaplarını yayınlayabilir misiniz?
Bir yakınım evleneceği kızın kötü huylarını bildiği halde ilerde düzelir düşüncesiyle evlendi. Düzelmeyince de kaderde böyle yazıyormuş dedi. Gerçekten kader mi? Eğer öyleyse irademizin ne anlamı var?
"Kitab-ı kebir-i kainatın tercüme-i ezeliyesi, ayat-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedisi" ifadelerinde birinci cümlede ezel, ikinci cümlede ebed kavramlarının kullanılması ne hikmetle olabilir?
Fal baktırıp geleceğe dair söylenenlere inanan kimse kafir olur mu?
"...o vakte kadar ulûm-u felsefeyi ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurup, o ulûm-u felsefeyi, pek yanlış olarak, maden-i tekemmül ve medar-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki, o felsefî meseleler ruhumu çok fazla kirletmiş ve terakkiyât-ı mâneviyemde engel olmuştu. Birden, Cenâb-ı Hakkın rahmet ve keremiyle, Kur’ân-ı Hakîmdeki hikmet-i kudsiye imdada yetişti. Çok risalelerde beyan edildiği g...
"Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin, o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle, bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından, ç...
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
Gençlik Rehberinde 'setr-i gaybde bulunan istirahat-i tammeden bilkülliye mahrumsun' sözüyle ifade edilmek istenen nedir?
"Bir gaye-i hayâlî olmazsa, yahud nisyân basarsa, ya tenâsî edilse, elbette zihinler enelere dönerler. Etrafında gezerler. Ene kuvvetleşiyor, bazen sinirleniyor. Delinmez nahnü olsun. Enesini sevenler, başkaları sevmezler." Lemaatte geçen bu ifadeleri izah edebilir misiniz?
Ben birkaç sene önce çarşaf giydim. Çarşaf giydikten sonrada çarşafsız ve yüzüm açıkken fotoğraf çektirmemeye ve internet ortamı güvenilir olmayabilir diye görüntülü görüşmelere çıkmamaya başladım. Ancak çevremde bunun ifrat olacağını söyleyen kişiler oluyor. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?