"Ve dilenciye gelince, sakın (onu) azarlama!" (Duha, 10) ve "Onların mallarında, dilenen ve (iffetinden dolayı dilenmeyen) yoksul için bir hak vardır (verirler)!" (Zariyat, 19) bu gibi ayetlerden anlaşıldığı üzere Rabbimiz dilencilere de bir şeyler verilmesini istiyor. Malesef bu zamanda dilenenlerin büyük bir kısmı ihtiyactan değil meslek edindikleri için dileniyorlar. Bu meselede ölçü ne olmalıd...
Kapımıza sürekli olarak dilenmek amaçlı insanlar geliyor. Gelmeleri bir değil iki değil sürekli olan bir durum. Bunlara karşı tavrımız nasıl olmalı? Gidin artık gelmeyin dersek mesul olur muyuz?
Eşimle aramızda güven problemi var. Ailemin evine gitmeme izin vermediği için ondan habersiz gidiyordum. O zamandan beri bana güvenmiyor. Tekrar güvenini nasıl kazanabilirim?
Bu zamanın zengin dilencilerine birşeyler verilebilir mi?
Diyelim ki birisi geçmişte çalıştığı bir iş yerinden bir miktar para yada bir eşya aldı. Daha sonra Allah'a tevbe ettikten sonra, o insana uğrayıp bu meseleyi ona da anlatmalı mı, yoksa sadece helallik dilemesi kâfi gelir mi?
Merhabalar, ben bugüne kadar maddi manevi büyük kul haklarına girdim. O İnsanlardan helallik istemeye bile yüzüm yok. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek istemiyorum ama Allah beni affetse bu durumda hakkına girdiğim insanlara zulüm olmaz mı? Ben nasıl Allah'ın rahmetinden ümitvar olayım?
Helallik isterken ayrıntıyı söylemek zorunda mıyız; yoksa söylemeden hakkını helal et demek yeter limidir?
Bizim hakkına giren bizi kandıran ve canımızı çok yakan bir kişiye karşı Allah'a havale etmek veya kahhar zikri çekmek günah olur mu?
Diyelim ki bir kişi bilerek başka bir kişinin hakkını gasp etti ona zulüm etti ve helalleşmedi. O zaman bu durumda ahirette ne olur?
Yaşarken birinin ettiği vasiyet öldükten sonra yerine getirilmesi gerekir mi?