Soru

Üzerinde Kul Hakkı Olan Kişi Ne Yapmalıdır?

Diyelim ki bir kişi bilerek başka bir kişinin hakkını gasp etti ona zulüm etti ve helalleşmedi. O zaman bu durumda ahirette ne olur?

Tarih: 10.03.2024 00:27:35
Okunma: 447

Cevap

Kul hakkı, çok veballi bir günahtır. Ve hak sahibi hakkını helâl etmediği müddetçe Allah tarafından bağışlanmamaktadır. Ahirette mutlaka hesabı sorulacaktır. Dolayısıyla hakkımıza giren bir kişiye beddua etmek yerine ıslahı için dua etmek gerekir. Bilmeden hakkımıza girmişse affetmek ve hakkımızı helâl etmek ise tavsiye edilmiştir. Aksi halde Allah’a havale etmemiz en münasip olanıdır. Zira Rabbimiz sonsuz adalet sahibidir. Bu konudaki tavsiye ve görüşler şöyledir:

“Hz. Peygamber (s.a.s.), üzerinde kul hakkı bulunan kişilerin, hak sahibi olan mazlumlardan helâllik almalarını öğütlemiştir. Bunun yapılmaması durumunda hesap gününde haksızlık yapan kişinin salih amellerinin, haksızlığı ölçüsünde alınarak hak sahibine verileceğini, eğer verilecek salih amel bulunamazsa o zaman da mazlumun günahlarının zâlime yükleneceğini belirtir.[1] Yine Peygamberimiz (s.a.s.), imkânı olduğu halde zamanı gelmiş bir borcu ödemeyenlerin kul hakkını ihlal ettiğini şöyle ifade eder: “Ödeme gücü olan zengin kişinin, ödemeyi ertelemesi zulümdür.” (Buhârî, Havâle, 1)
Görüldüğü üzere kul hakkı, kişinin Cennet ya da Cehennem’e gidişinde önemli ölçüde belirleyici bir rol oynamaktadır. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebâli vardır. Çünkü böyle bir günahın Allah tarafından bağışlanması, hak sahibinin affetmesi şartına bağlanmıştır. Hak sahibi, hakkını almadıkça veya bu hakkından vazgeçmedikçe, Allah kul hakkı yiyenin bu günahını affetmemektedir. Çünkü ilâhî adalet, bunu gerektirir.

Veda hutbesinde Resûlullah (s.a.s.), “Ey insanlar, sizin canlarınız, mallarınız, ırz ve namuslarınız, Rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır).”[2] buyurmuştur.
Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.

Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helâlleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur.[3]” (Diyanet İşleri Yüksek Kurulu)

Kul hakkı ile alakalı olarak detaylı malumat için lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/kul-hakki-9

https://risale.online/soru-cevap/kulnhakki

https://risale.online/soru-cevap/kul-hakki-2


[1] Buhârî, Mezâlim, 10.

[2] Buhârî, Hacc, 132.

[3] İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-Kübrâ, I, 113.


Yorum Yap

Yorumlar