Herhangi bir iş yaparken birinin müdahalesiyle şevkim çok çabuk kırılıyor. Buna nasıl bir çözüm bulabiliriz? Büyüklerimizin bu konuda tavsiyesi var mıdır?
Tarîk-i Nakşî de dört şeyi bırakmak lazım. Hem dünyayı, hem nefis hesabına ahireti dahi hakiki maksad yapmamak, hem vucudunu unutmak, hem ucba, fahra girmemek için bu terkleri düşünmemek.. Risale- nurda ise "Acz-mendi tarikinde dört şey lazımdır: Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!" şeklinde geçen esasları acıklar mısınız?
21. Lema'da "Riyadan kurtaracak ve ihlası kazandıracak çok hakaik zikredildiğinden ona havale edip burada kısa kesiyoruz" diyor. Bu hakikatleri açabilir misiniz? İhlası kıran ve kişiyi riyaya yönlendiren sebepler nelerdir? İhlası kazandıracak ve riyadan kurtaracak esaslar hangi risalelerde geçmektedir?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
"Îmân nûruyla âlem öyle terakkî eder ki, hikmet-i Samedâniye kitabı nâmını alır. Ve insan, zelîl ve fakir ve âciz hayvanların sırasından çıkar. Zaafının kuvvetiyle, aczinin kudretiyle, ubûdiyetinin şevketiyle, kalbinin şuâıyla, aklının haşmet-i îmâniyesiyle hilâfet ve hâkimiyetin zirvesine yükselir. Hatta aczi, fakrı, ihtiyacı, aklı, onun sukūtuna esbâb iken, suûduna ve yükselmesine esbâb olurlar. Mâzî zulümâtlı, karanlıklı bir mezâr-ı ekber suretinde göründüğü zaman, enbiyâ ve evliyânın ziyâsıyla ziyâdâr ve nûrânî görünmeye başlar. Karanlıklı gece şeklinde olan istikbâl, Kur’ân’ın ziyâsıyla tenevvür eder, cennetin bostanları şekline girer." Soru
Menevi-i Nuriye 5. Reşha'da geçen bu cümleleri izah eder misiniz?
Namaz kılmayı devam ettirecek şevki nasıl buluruz?
"İhlâsı kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet, ihlâsı zedeleyen ve riyâya ve dünyaya sevk eden tûl-i emel olduğu gibi, riyâdan nefret veren ve ihlâsı kazandıran, rabıta-i mevttir."
Tul-u emel nasıl olur da insanı riyaya sevk eder. Tul-u emel ile riya arasında nasıl bir bağlantı var? Tul-u emel insanı dünyaya sevk eder de riyaya nasıl bulaştırır?
“Elbette o Zât-ı Vâcibü’l-Vücûd’un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezzeheden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o ...
"Bir tek adam geldi. Bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etti ve cebren işlerde çalıştırdı."
Birinci Sözde geçen bu ifadelerde ne anlatılmaktadır?
"Melaikelerin aksine olarak mukteza-yı fıtratları olan malûm günahla Cennet'ten ihraç edildi." cumlesi akla şu sualleri getiriyor:
1. İhrac neden bir gunahla oldu. Direkt gelis olamaz mıydı?
2.Cennette günahın işi ne?
3.Yarın insanlar Hz. Adem`e senin yüzünden cennetten olduk demezler mi?
4.Hangi mukteza-yi fitrat onlari günaha sevk etti?