Kur’an-ı Kerim okumak ve hatim yapmak konusunda Üstad Bediüzzaman’ın şevklendirici sözleri ve kuran okumanın hikmet yönünü gösteren beyanatları var mıdır? Allah razı olsun.
Aşağıya bu sualin cevabı mahiyetinde Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinden yaptığımız iktibasları alıyoruz;
“Kur'an-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyet-ül Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır. Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır. İşte gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla!” (Mektubat)
“Kur'an öyle hakikatlı bir halâvet (tatlılık) göstermiş ki, en tatlı birşeyden dahi usandıran çok tekrar, Kur'anı tilavet edenler (okuyanlar) için değil usandırmak, belki kalbi çürümemiş ve zevki bozulmamış adamlara tekrar-ı tilaveti halâvetini ziyadeleştirdiği, eski zamandan beri herkesçe müsellem (kabul edilmiş) olup darb-ı mesel (ata sözü) hükmüne geçmiş.” (Şualar)
“Çok emarelerin ve vakıaların ve keşfiyatın şehadetiyle, cin ve melek ve ruhanîler dahi, tilaveti vaktinde pervane gibi etrafında hakperestane toplanmaları, Kur'anın kâinatça makbuliyetine ve en yüksek bir makamda bulunduğuna bir imzadır.” (Zülfikar)
“Risale-i Nur şakirdlerinin teşebbüsüyle resmî Kur'an mektebi açılıp, en evvel Nur'un masumları ve hususan Emin'in mahdumları en evvel mektebe girip, en evvel onlar Kur'anı hatmederek kısmen hıfza başlamaları cihetinde, onları ve pederlerini ve oradaki şakirdleri tebrik ediyoruz ve o masumlara binler bârekâllah deriz.” (Emirdağ Lahikası)
“Hem sizin (Hüsrevin) iki mu'cizeli Kur'anı bizlere bu mübarek aylarda göndermeniz, inşâallah o derece medar-ı bereket ve sevab ve hasenat ve fütuhat olacak ki; hakkımızda bu Ramazan'ın herbir günü bir Leyle-i Kadir hükmüne geçeceğini rahmet-i İlahiyeden ümid ederiz.
Şimdiden biz tedbir ettik ki: İki Kur'an'ı, Risale-i Nur'un buradaki has talebeleri Ramazan-ı Şerif'te, herbiri her günde bir cüz'ünü sizin ile beraber okumak ile, Ramazan'ın her gününde bir hatme-i Kur'aniye olarak, manevî ve çok geniş bir mecliste, Isparta ve Kastamonu'yu ihata eden bir dairede halka tutan Risale-i Nur talebelerinin ve o dairenin merkezinde sizler bulunmak cihetiyle Risale-i Nur şakirdlerinin etrafınızda olarak…o kudsî hatmeyi yapmak, Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden tevfik niyaz ederiz. (Kastamonu Lahikası)
“Bazı evliya bir dakikada, bir günlük işi görmüş. Bazıları bir saatte, bir sene vazifesini yapmış. Bazıları bir dakikada, bir hatme-i Kur'aniyeyi okumuş olduklarını rivayet edip ihbar ediyorlar. Böyle ehl-i hak ve sıdk, bilerek kizbe elbette tenezzül etmezler.” (Lem’alar)
“Kardeşimiz Re'fet'in mektubunda Münevvere, Nazmiye, Saim namında üç masumun üç ayda eliften başlayıp Kur'an-ı Hakîm'i hatmetmeğe muvaffak olmalarından ve Kur'an dersiyle beraber Nur hakikatlarını ve hakaik-i imaniyeyi masumane, müştakane dinlemeleri için onları ve üstadlarını ve peder ve vâlidelerini tebrik ediyoruz.” (Emirdağ Lahikası)
“(Hâfız Ali'nin fıkrasıdır) Eyyühe-l Üstad-ül Muhterem!
… Çocuklar hurufatı (harfleri) tam bilmedikleri için bazan yazı ile, bazan kitabdan gösteriyordum. Bir ay sonra Kur'an okumaya başladılar. Beşinci ay içinde “Elhamdülillahi Hâzâ min fazli Rabbî” hatme muvaffak oldular.” (Barla Lahikası)
“O zindanları Kur'anın irşadıyla ve Risale-i Nur'un dersiyle ve şakirdlerin iştiyakı ile bir medrese-i Yusufiyeye çeviren ve bir dershane yapan ve içimizde bulunan cahil olanların hepsini Kur'anı o dershanede hatmettirerek çıkaran…” (Asayı Musa)
Son olarak; Kur’an’ın meziyetlerini anlatan bütün risaleler, onu okumanın hikmetlerini anlatıyorlar ve bizleri okumaya teşvik ediyorlar diyebiliriz.