Arama sonuçları: 503 sonuç bulundu.

Üstad Hazretleri İsveç, Norveç ve Finlandiya ülkelerinden sıklıkla bahsetmektedir. Ve bu ülkelerin Kuran’a ihtiyaç hissetmeleri ve bizim bu ülkelerden geri kalmamamızı vurgulamaktadır. Bununla beraberde bizlerin onlara ve onlar gibilere rehber olmamız gerektiğini vazifemiz olarak bizlere bildirmektedir. Üstad Hazretlerinin bunca ülke arasında bu ülkeler üzerinde sıklıkla durmasının hikmeti ve bu ü...
Kütlenin korunumu kanununda geçen ''hiçbir şey yoktan var olamaz, var olan şey de yok olamaz'' ibaresini bazı feylosoflar ve bilim adamları Allah inancının aleyhinde bir argüman olarak kullanıyorlar. Bu meseleyi Üstad Hazretleri de soru-cevap şeklinde Tabiat risalesinde ele alıyor ve böyle bir düşüncenin olamayacağını aklen ispat ediyor. Lakin bu düşünce bilimsel bir yasa olarak görülüyor. Nasıl ...
Mehdi'nin manevi makamı hakkında Üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin görüşü nedir?
Mesnevî nuriyede üstad hazretleri: "İmâm-ı Rabbânî’nin (ra) dediği gibi, melikin atiyyelerini ancak matiyeleri taşıyabilir." Sözüyle neyi ifade ediyor?
Üstad Bediüzzaman, mezheblerin hikmetini anlatırken, "şafi mensuplarının daha çok köylerde yaşadığını ve mezhebin bazı kurallarının buna göre şekillendiğini, Hanefi mezhebinde bulunanlar ise genelde şehirli olduğunu ve bazı kurallarının buna uygun geldiğini" izah ediyor. Bu noktadan, köyde ve bedeviyete yakın yaşayan birinin Şafi Hazretlerine mi uyması gerekiyor? Mezhep doğuştan gelen bir durum mu...
Üstad hazretleri, "ibadet etmeyen nefsine zülmeder" diyor. Madem nefis benim en büyük düşmanım neden ben ibadet edince nefs zülm görsünki, sevinmesi lazım. Düşmanım olduguna göre?
Sevgili Peygamberimiz'in savaş sırasında kendisine Cevşen duasının hediye edildiğini biliyoruz. Sevgili Peygamberimiz (sav) bu savaş dışında Cevşen taktığı ile ilgili bir rivayet var mıdır? Yine Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin hergün Cevşen okuduğunu biliyoruz, Peki Cevşen taktığına dair bir rivayet var mıdır?
Risale-i Nur'da Üstad Hazretleri, bazı yerlerde zat-ı Ahmediye bazı yerlerde de zatı- Muhammediye ifadelerini kullanıyor. Bazı cümlelerde ikisini beraber kullanıyor. Bunların farklı kullanılmasında bir hikmet var mıdır?
Bediüzzaman Hazretleri, 28. Mektub'da şöyle diyor: "Çok zaman evvel bir ehl-i velâyetten işittim ki: O zat, eski velîlerin gaybî işaretlerinden istihraç etmiş ve kanaati gelmiş ki, "Şark tarafından bir nur zuhur edecek, bid'alar zulümâtını dağıtacak." Ben böyle bir nurun zuhuruna çok intizar ettim (bekledim) ve ediyorum. Fakat çiçekler baharda gelir. Öyle kudsî çiçeklere zemin hazır etmek lâzım ge...
Üstad Hazretlerinin Kastamonu lahikası s. 93 te bahsi geçen mektupta "Hem madem ben sizlere kanâat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum. Siz dahi Risâle-i Nûr’a kanâat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir." Şeklinde ifadesini nasıl anlamalıyız? Risale-i Nur'dan başka eser okumamalı mıyız?