Bediüzzaman hazretlerinin Demokrasiye karşı tutumu nasıldır?
Son zamanlarda bazı çevrelerden, "Üstad Bediüzzaman zamanında bir çok alimin sorularına cevab verdiği, bir çok ünlü feylesofları susturduğunu söylüyorsunuz, ama bunun bir belgesi ve münakaşa yaptığı feylesofların isimi hakkında hiç bir bilgi yok" şeklinde sorulara muhatap oluyoruz. Üstadımızın münakaşa yaptığı zamanın ünlü isimleri kimlerdir ve ya bu sorulara nasıl cevap vermeliyiz?
Ebced ve cifirle ilgili insanlar hata yapabilirler. Bundan dolayı bazı risalelerdeki yerlere karşı bakışımız nasıl olmalıdır?
Üstad Bediüzzaman'ın siyasete bakışı nasıldı?
Bizler zamanın müceddidi olan Bediüzzaman hz.lerinin davasını, onun hizmetini nasıl layığıyla devam ettirebiliriz? Üstad bu konuda bizlere neler söylüyor? Bizim üzerimize ne gibi görevler düşüyor?
"Ben kendim, belki yüz def‘adan fazla tecrübe etmişim ki; bir mü’min kardeşe adâvetim vaktinde, o adâvetten öyle bir azab çekiyordum ki, şübhe bırakmıyordu, bu seyyieme muaccel bir cezâdır, çektiriliyor." (28.lema sayfa 308)
1) Üstadımızın adavet etmesini nasıl anlamalıyız? Adavet ettiğini söylemeside de bir fazilettir ama dini emirlere en yüksek hassasiyeti gösteren ve herşeyini feda eden biri...
Sikke-i Tasdik'te Mevlana Halid'in Üstad Bediüzzaman'ın hemşehrisi olduğu yazıyor. Üsdat Bitlis Nurs köyünden, Mevlana Halid ise Irak Süleymaniye şehrinden. Nasıl hemşehri oluyorlar?
Üstadın ilk eserlerinden olan Sünuhat, Tuluat gibi eserler neşrediliyormu? Bu eserlerde yer alan bazı cümlelerin değiştrildiği söyleniyor asılları varmı acaba?
Bediüzzaman Hazretleri'nin seçimlerde Menderes'i desteklediğini biliyoruz. Bazıları, "Menderes rakı dahi içen birisiydi ezanı arapça yaptı diye bu kadar kıymet verilir mi, İslam kahramanı denir mi? diyorlar. Üstadın Menderes hakkında böyle senakar sözleri var mı varsa nasıl anlayacağız?
Risale-i Nur'da Emirdağ lahikası 43. mektubun son 3 satırında geçen "Zaten ben uveysî bir surette doğrudan doğruya hakikat dersimi Gavs-ı Azam ks. Ve Zeynel Abidin Ra. ve Hasan Ra. ve Hüseyin Ra. vasıtasıyla İmam Ali'den ra. almışım" cümlesinde geçen uveysî bir surette doğrudan doğruya ders almayı nasıl anlamalıyız?