Annemle babama borç altın verdim. Erkek kardeşimin çok borcu var, sürekli aile onu toplamaya çalışıyor. Ama benim eşim de bu konuda anlayışlı birisi değil. Verdiğim borç altını sürekli geri istememi söylüyor. Borcumu istediğim için annemle de kötü oldum. Durumları iyi değil, ödeyecek durumda değiller şu an. Annemgilden borcumu istemem dinen günah mıdır? Bu konuda ne yapmam gerekiyor?
Evlâd, anne ve babasının günahının bedelini öder mi? Çevremde çok söyleniyor; birinin çocuğu olmazsa anne babanın adına çok tövbe et, sadaka ver hatta kurban kestir diyorlar. Ya da başkasının evladı asiyse onlara aynı tavsiyelerde bulunuyorlar, duası kabul olmuyorsa yani ne sıkıntı varsa bunlara bağlayıp yapanın sıkıntıdan kurtulduğunu söylüyorlar, hatta dedesinin kaç kuşak ötesinin günahı o evlad...
Bakara Suresinde mealen, "evlere kapılarından girin" şeklinde bir ifade var ve cahiliye dönemindeki bir geleneğin ilgası için nazil olmuştur. Kur'an da bu tür başka ayetler de vardır. Tüm zamanlara hitab eden yüce Kur'an'da görünüş itibariyle sadece cahiliye dönemine hitab eden bu tür ayetlerin olmasının hikmetleri neler olabilir?
Risale-i Nur'da, "(Bahar mevsiminde) bütün ağaçları ve otların köklerini ve bir kısım hayvanları aynen ihya edip iade ediyor. Başkalarını da ayniyet derecesinde bir misliyet suretinde icad ediyor." deniliyor.
Buradaki ayniyet ve misliyet kavramlarından ne anlamalıyız? "
Azamet ve kibriya neden lüzumlu bir perdedir? Akıl ile ihata ve kalb ile görmeye mani ve tam marifete neden sed çeker? Ve neden marifette ve imanın inkişafında hadsiz mertebelerin bulunmasına sebeptir? Ve neden marifetullahta terakki ettirmeye cazibedar bir ihticab-ı kudsîdir, Yoksa, hiçbir cihetle inkâr ve nefye sebep olamaz mı? Azamet bir vesile-i ihticab olduğu gibi, azametten neş’et eden ve az...
1) Bakara süresi 30.ayet "Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti." Okuduğumuz dini kaynaklı kitaplarda Meleklerin geleceği bilemeyeceği ve iradelerinin olmadığı yazıyor....
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki,
1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir?
2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...
Üstadımız Bediuzzaman namazın akabindeki tesbihatları nasıl yapardı? Bazen saatler sürer miydi?
Said Nursi Hz.'leri Rusya'da iken parası var mıydı? İhtilal sonrası Almanya'da ne kadar süre kaldı, neler yaptı? Bilet alıp Türkiye'ye dönüşü hakkında detaylı ve kaynaklı malumat verir misiniz?
Bazı kimseler mübarek geceler hakkındaki hadislerin sağlam olmadığını, Peygamber(asm) ve Ashab(ra)ın bu günlere özel bir şey yapmadığını savunarak, 'Din adına uydurulan her şey bid'adır. Her bid'a sapıklıktır. Her sapıklık da cehenneme götürür' hadisini öne sürerek bir nev'i bu gecelerin bid'a olduğunu söylüyorlar. Ayrıca ben bu hadisten iyi bid'a diye bir şeyin olmadığını anlıyorum?