Üstadımız Bediuzzaman namazın akabindeki tesbihatları nasıl yapardı? Bazen saatler sürer miydi?
Risale-i Nur külliyatına baktığımızda Hz. Üstadın namazlarından sonraki hususi tesbihatı ile alakalı bir beyanatını göremiyoruz. Yine Hz. Üstadın özel bir namaz tesbihat yaptığı ile alakalı saff-ı evvel talebelerinden de yazılı veya sözlü nakiller de elimizde mevcut değildir. Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’da birkaç yerde (1) namaz tesbihatının ehemmiyetini vurgulayarak namazdan sonraki tesbihatı Risale-i Nur’a talebelik şartı olarak öne çıkardığını görüyoruz.
Talebelerine emir ve tavsiye buyurdukları vecihle kendi namaz tesbihatının da şu tarzda olduğunu düşünüyoruz:
Bunlara ilaveten Hz. Üstadın, namaza müteakib farklı dua ve tesbihlerinin olması da mümkündür.
Zira şu hususu unutmamak gerekir ki; büyük ve vazifeli şahısların elbette kendilerine münasip ayrı ayrı pek çok dua ve zikirleri vardır ve olmalıdır.
Bediüzzaman Hazretleri’nin akşam vaktinden ertesi gün öğlene kadar yanına kimseyi kabul etmediğini, çok az istirahat ettiğini, gecelerini tamamen ibadet, dua, zikir ve tesbihle geçirdiğini, fecir vaktinde de silsile halinde uzun bir bağışlama yaptığını biliyoruz.
Yine Isparta, Barla ve Emirdağı’ndaki ve farklı memleketlerdeki komşuları, Hz. Üstadın odasının lambasının geceleri sürekli yanık olduğunu ve devamlı evrâd ve ibadetle meşgul olduğunu haber verirler.
Netice itibariyle; sadece namaz sonrası değil her vakit bilhassa gecelerde, seherlerde ve fecirlerde dua ve zikirle meşgul olduğunu düşündüğümüzde, Bediüzzaman Hazretleri’nin tesbihat, dua ve ibadetlerinin mahiyetini detaylı olarak bilmemiz mümkün olamamaktadır.
Sözler, 86 / Şualar, 228 / Kastamonu Lahikası, 131