"Eğer zaruriyat-ı diniyede doğrudan doğruya Kur'an gösterilse idi, zihin tabiî olarak müşevvik-i imtisal ve mûkız-ı vicdan ve lâzım-ı zâtî olan "kudsiyet"e intikal ederdi. Ve bu suretle kalbe meleke-i hassasiyet gelerek, imanın ihtaratına karşı asamm kalmazdı." Bu metni tahlil eder misiniz?
"Hem hiçten, yeniden bütün zîhayatın ordularını, bütün cesed-lerinin taburlarında kemâl-i intizâm ile, zerrâtı, emr-i kün- feyekûn ile kaydedip yerleştiren, ordular îcâd eden Zât-ı Zülcelâl, tabur-misâl, cesedin nizâmı altına girmekle birbiriyle tanışan zerrât-ı esâsiye ve eczâ-yı asliyesini, bir sayha ile nasıl toplayabilir, denilir mi?" Bu cümlede geçen zerrat-ı esasiye ve eczay-ı asliye'den kas...
"Zerrat tarlasından tâ manzume-i şemsiyeye, tâ Samanyolu denilen kehkeşan dairesine ve bir hüceyre-i bedenden tâ zemin mahzenine,.." Devamıyla izah eder misiniz; "zerrat tarlası"nı nasıl anlamalıyız?