"şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin..." (Rum suresi, 52) ayetinde ne demek istiyor? Ölüler bizi duymazlar mı? Veya böyle bir şey de akla gelebilir "yoksa öldükten sonra yok mu oluyoruz " açıklar mısınız?
Risale-i Nur’da, Birinci mektubun ikinci sualinde, üstad neden ölümün
de hayat gibi mahluk olduğunu izah ediyor? Ölüm nasıl telakki ediliyor
ki mahluk olduğu üzerinde durulmuş?
Ömer Hayyam kimdir? Mübarek bir zat mıdır yoksa ehl-i dalaletten midir? Rubaileri nasıl anlaşılmalıdır?
İslam alimlerinin, birbirlerine ömürlerinin kalanını vermesi nasıl gerçekleşiyor. Sahabeler zamanında böyle bir hadise olmuş mu?
On sekizinci Söz'ün birinci noktasında geçen "Sen benim cismimde alemdeki tabiata benzersin." cümlesini izah eder misiniz?
Onuncu Hücceti İmaniye'yi özetler misiniz?
Ortak kullanılan bir alanda bizi rahatsız eden bir konu hakkında önce rahatsız olduğumuz kişiyi uyarsak ama dikkat etmese diğer arkadaşlara kötülemek maksatlı değil de "sadece ben mi rahatsız oluyorum? Hep birlikte söyleyelim" tarzında cümlelerle istişarede bulunmak da dedikodu mudur? Bizi çok üzen, kıran olayları başkasına dedikodu kastı olmadan anlatmak da kul hakkı mıdır? Bana dedikoduyu anlata...
"Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur’ana ve Sünnete en fazla uymuş, en fazla yaklaşabilmiş İslamî uygulama Osmanlı devletidir." İddiasını külliyat perspektifinden değerlendirir misiniz?
"Osmanlı’daki ma’nevî zelzele, hayat-ı ebediye ve saadet-i bâkiyenin zararına bir tahribat ve bir zelzele-i ma’nevîye-i İslâmiye.. " (Emirdağ Lahikası) Bu metni tahlil eder misiniz?
Risalelerde nizamın önemli bir yeri var ve gerçekten önemli. Mesela 22. Söz nizamın geçtiği başka bir yer. Benim aklıma takılan şey, özürlü doğumların nizamın içinde nerede olduğu. Bu noktadan özürlü olmak ve âlemdeki nizam meselesini izah eder misiniz?