7. Şua da geçen küfrün kısımları konusunu izah eder misiniz?
Kur'ân-ı Kerim'deki surelerin sırası neden iniş sırasına göre değildir? Neye göre şuanki düzeni almıştır?
Yedinci Şua'da Kur'an'ın altı cihetten nurlu olduğu anlatılıyor. Bu yönleri nasıl anlamalıyız?
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
Üstad, 14. Sözün Zeyli zelzele bahsinin baş kısımında “Manevi ve ehemmiyetli bir canipten şimdiki şimdiki zelzele münasebetiyle altı yedi cüzi suale karşı…” diye ifade ettiği yerdeki "manevi ve ehemmiyetli bir canip" dediği kısmı açıklar mısınız? Üstad bu ihtarı nereden almış olabilir.
(Ey Habîbim!) Bir zaman Rabbin, meleklere: “Şübhesiz ki ben, yeryüzünde (insanı)bir halîfe kılacak olanım” buyurmuştu; (melekler:) “Orada fesad çıkaracak ve orada kanlar dökecek bir kimse mi kılacaksın? diye sordular. Bunu nereden biliyorlardi.? Ayrıca bu sualin esrarı ne olabilr?
Osmanlıca Münazarat adlı risaleyi mütalaa ederken akla gelen bir suali arz ediyorum: 1329 tarihli Eski Matbu Münazarat risalesinin 151. sahifesinde Medresetüzzehra namındaki üniversitesinin şartlarını sayarken 8 şart sayılmıştır. Lakin Mektubat-2 isimli mecmua içerisindeki münazaratta 7 şart bulunmaktadır. Diğer neşriyat yapanların dahi eserlerinde 8 şart geçmektedir. Sebeb-i Hikmeti nedir?
"Eğer denilse, 'Bu dünyadaki musibetler, çirkinlikler, şerler, o ihatalı rahmete münâfidir, bulandırıyor.' El-cevap: Risale-i Kader gibi Nurun risalelerinde bu dehşetli suale tam cevap verilmiş." Bu soruya dehşetli denmesinin hikmeti ne olabilir?
Beşinci Şua'da geçen, "Hakaik-i imaniyyeye girmeyen cüzi hadisat-ı istikbaliyye, nazar-ı nübüvvette ehemmiyetsizdir" cümlesini açıklar mısınız? Bu hadisat-ı istikbaliyeye örnek verir misiniz?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...