Arama sonuçları: 426 sonuç bulundu.

"Demek yirmibeş bin seneye karib bir daire-i muhitanın içinde, rivayete binaen Şam-ı Şerif kıt'ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bastedilecektir."  (Mektubat) "Şam-ı Şerif kıt'ası bir çekirdek hükmünde" bunun hikmeti nedir?
Şapka hakkında ayet veya hadis var mıdır? Şapka giymenin caiz olmaması neye binaendir?
6 isim ve 19 ayetten oluşan sekine ile ilgili olarak üstadın bu virdini hiç bırakmadan okumaya devam ettiğini okumuştum. Sekine ve başında bulunan 6 isim ile ilgili olarak üstadın veya hz Ali gibi başka büyüklerin bizlerin de okumasına yönelik bir tavsiyeleri varmıdır ? Eğer bize tavsiye edilmişse fazilet olarak sekineyi hangi niyetle okumalıyız ? 
"Biraderim Süleyman Efendi işaret buyurulan zattır." Bu söz Üstad'a mı aittir? Eğer öyleyse "işaret buyurulan" derken Üstad neyi kastetmiştir?
Süt kardeşlik mezhebe göre değişiyormuş, bu neye göre değişiyor. Ayrıca çarşaflı bir bayan erkek olan süt kardeşine görünebilir mi?
Tabiat risalesinde, "onlar (tabiatçiler) mesleklerinin iç yüzünü görmemişler" derken neyi kasdediyor?
Tarihselci bir arkadaşın bir iddiası var buna ne cevap verilebilir? Yazı şu şekilde: Mesela çok evlilik, o dönemde çok evliliğin yasaklanması imkansız. Kabile bir toplumda 7. yüzyılın aile anlayışı varken böyle bir şey yapmak böyle bir devrim imkansız. Ama Kuran buna rağmen belirli bir ölçü getiriyor 4 kadın ile sınırlıyor ve tek evliliği de bolca övüyor. Şimdi sosyoloji değişti. Çok evlilik kanu...
“İnsan, nisyândan alındığı için, insan nisyâna mübtelâdır. Nisyânın en fenâsı da nefsin unutulmasıdır. Fakat hizmet, sa‘y ve tefekkür zamanlarında nefsin unutulması, yani nefse bir iş verilmemesi dalâlettir. Hizmetler görüldükten sonra, neticede, mükâfât zamanlarında nefsin unutulması kemâldir. Bu i‘tibârla ehl-i dalâlet ile ehl-i kemâl, nisyân ve tezekkürde müteâkistirler.” Burada Hz. Üstad nefsi...
"Sultan merhum Abdülhamid Hanın sabık içtimaî kusuratı" diyor üstad. Abdülhamid Han Hazretleri sabık (önceki) içtimaî kusuratları nelerdi. Birde üstadın meşrutiyet tasavvuru nedir. Genel olarak meşrutiyet derken neyi kastediyor üstadımız?
Üstad 11. Lemada "bu fakir Said eski Said den çıkmağa çalıştığı bir zamanda, rehbersizlik den ve nefsi emmarenin gururunan gayet müdhiş ve manevi bir fırtına içerisinde akıl ve kalbim hakaik içerisinde yuvarlandılar." diyor. Burada rehbersizlikten ifadesi akıl ve kalbim hakaik içerisinde yuvarlandılar ile neyi kasd ediyor. İzah eder misiniz?