Arama sonuçları: 1303 sonuç bulundu.

Üstadımızın Risale-i Nurda, Hüsrev'in sisteminde veya Hafız Alinin sisteminde vs. gibi ifadelerinden maksat nedir. Bunları nasıl anlamamız lazım?
"Melaikelerin aksine olarak mukteza-yı fıtratları olan malûm günahla Cennet'ten ihraç edildi."  cumlesi akla şu sualleri getiriyor: 1. İhrac neden bir gunahla oldu. Direkt gelis olamaz mıydı? 2.Cennette günahın işi ne? 3.Yarın insanlar Hz. Adem`e senin yüzünden cennetten olduk demezler mi? 4.Hangi mukteza-yi fitrat onlari günaha sevk etti? 
Bazı ilahiyatçılar Peygamber Efendimizin miraca ruhen gitiiğini bedenen gitmediğini söylüyorlar.  Bu doğru mudur? Bu şekilde inananlar/düşünenler kafir olur mu? Bazıları da sedece mescid-i aksaya gitti ama Sidretül Müntehaya gitmedi, semayı aşmadı diyor. Mirac hadisesinin aslı nedir?
Bir insan hem namaz kılıp hem oruç tutup hem zikir yapıp yani tüm ibadetleri yapıp kötülük yapıyorsa bu mu daha hayırlıdır. Yoksa tam tersi iyilik yapıyor kötülükten uzak yaşıyor ama namaz kılmıyor oruç tutmuyorsa bu mu daha hayırlıdır. Zamanımızda bazı kimseler ibadet yapıyor. Ama aynı zamanda bazı kötülükler de yapıyor. Bazı kimseler ise iyi niyetli, kalbi temiz, kötülüklerden kaçıyor, ama ibade...
Farz vazifeleri aksatmadan iddiasız olarak okey ve tavla gibi oyunlar oynamak caiz midir?
"Bu hılletin üssül’esâsı, samîmî ihlâstır. Samîmî ihlâsı kıran adam, bu hılletin en yüksek kulesinin başından sukūt eder. Gāyet derin bir çukura düşmek ihtimâli var. Ortada tutunacak yer bulamaz." Üstadımızın burada çukurdan maksadı nedir? Ortada tutunacak yer bulamaz derken, o çukura düşen kişi için hiç ümidin olmadığınımı anlatmak istiyor.?
Azîz, gayretli, ciddî, hakîkatli, hâlis, dirâyetli kardeşim, Bizim gibi hakîkat ve âhiret kardeşlerin, ihtilâf-ı zaman ve me­kân, sohbetlerine ve ünsiyetlerine bir mâni‘ teşkîl etmez. Biri şarkta, biri garbda; biri mâzîde, biri müstakbelde; biri dünyada, biri âhirette olsa da beraber sayılabilirler. Ve sohbet edebilirler. Hususan bir tek maksad için bir tek vazîfede bulunanlar, birbirinin aynı hük...
Üçüncü nokta şudur: O Zât-ı Zülcelâl’in iki vasf-ı kemâlden iki şer‘i tecellî. Vasf-ı irâdeden gelen meşîetle takdîrdir, o da şer‘-i tekvînî. Vasf-ı kelâmdan gelen şerîat-ı meşhûre. Teşrîî evâmire karşı itâat, isyannasıl olur, öyle de tekvînî evâmire itâat ve isyan olur. Birincisi gāliben dâr-ı uhrâda görür mücâzâtı, sevabı. İkincisi ağleben dâr-ı dünyâda çeker mükâfât ve ikābı. Meselâ nasıl, sabr...
Bir insan en evvel muhabbetini Allah’a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla Allah’ın sevdiği herşeyi sever. Ve mahlûkata taksim ettiği muhabbeti, Allah’a olan muhabbetini tenkis değil, tezyid eder.(mesnevi nuriye osmn.67) Mesnevi Nuriye’de bu paragrafta “en evvel muhabbetini Allah’a verirse” yani sebeplerden önce Allah’ı bilelim deniyor. Sebepleri görmeden, bilmeden onlara bir muhabbet oluşmadan ...
"İman, yalnız icmâlî ve taklîdî bir tasdîke münhasır değildir. Bir çekirdekten tut, tâ büyük bir hurmâ ağacına kadar; ve eldeki aynada görünen misâlî güneşten tut, tâ deniz yüzündeki aksine kadar, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişâfları olduğu gibi;.'' bu kısmı izah eder misiniz?