"İşte bunun gibi, hadsiz emârelerle gösteriyor ki, mevcudât-ı havâiye olan hurûfun, hususan hurûf-u kudsiyenin ve Kur’âniyenin, hususan evâil-i sûredeki şifre-i İlâhiyenin hurûfâtı, muntazam ve nihâyetsiz hassas ve zamansız emirleri dinler ve yapar gibi göründüğünden, elbette zerrât-ı havâiyede kudsiyet noktasında emr-i كُنْ فَيَكُونُ ’un cilvesine ve İrâde-i Ezeliyenin tecellîsine mazhar hurûfât...
Risale-i Nur'da, Hüseyin-i Cisrî hazretlerinin Risale-i Hamidiye adındaki kitabında semavi kitaplarda Peygamber Efendimiz (asm)'ın geleceğini müjdeleyen yüz on dört işaret Türkçe ve İngilizce'ye tercüme edilip basılmış mıdır? Bu kitapta verilen işaretler hali hazırdaki İnciller'de halen mevcut mu? Mevcut ise nelerdir?
Hüsn-ü hatime ne demektir? Ehemmiyeti nedir? Bir kişinin ebedi hayatta saadete ermesi, ehli cennet olabilmesi için hüsn-ü hatimeyle mi ölmesi gerek? Kişinin ömrünü nasıl geçirdiği etkilemez mi? Hüsn-ü hatimeyle vefat etmeyen ebedi cehennemlik midir? Hüsn-ü hatimeyle vefat eden direk cennetlik midir? Yoksa ebedi cehennemlik değil anlamında mıdır?
Bazı internet sitelerinde, Risale-i Nur'un baş kâtibi ve Üstad Bediüzzaman'ın en yakın talebesi olarak bilinen Hüsrev Efendi'nin yazmış olduğu bazı risalelerde sadeleştirme sayılabilecek müdahalelerde bulunduğu anlamına gelen iddialar yayınlanmaktadır. Bu işin aslı nedir? Ayrıca Hüsrev Efendi hakkında başka olumsuz rivayetlerle de karşılaşılmaktadır. Böyle rivâyetlere bir Nur Talebesi'nin bakış a...
Husrev Efendiye neden üstad deniliyor?
Bediüzzaman Hazretleri, Osmanlıca Sözler Mecmuası'nın arkasında Husrev Efendi için; "Bir kalemle beş yüz nüsha yazan Husrev'i Cennetü'l-Firdevs'te mesut eyle..." diye dua ediyor. Bu ifade ile bir tek divitle 500 mecmua yazmış mı demek istiyor? Ayrıca Husrev Efendi'nin toplamda kaç risale yazdığı belli mi?
Hüsrev Efendi'nin yazdığı Risaleler'in sıhhatli olması noktasındaki hassasiyetini gösteren kendi ifadeleri var mı?
Bediüzzaman Said Nursî'nin yakın talebelerinden olan Hüsrev Efendi'ye, Bediüzzaman Hazretleri'nin sağlığında Üstad-ı Sânî denildiği iddia edilmektedir. Buna dair bir vesika var mıdır?
Bazı büyük Nur Talebeleri'nin, Üstad Bediüzzaman'ın vefatından sonra kendi yerine bıraktığı Hüsrev Efendi'yle birlikte hareket etmemelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Yine, Lahika mektublarında, "vekil, varis, rükün" gibi ifadelerle yer alan bazı kimselerin Husrev Efendi aleyhindeki tutumlarını delil olarak gösterenlere nasıl cevap verilebilir?
Üstadımızın Risale-i Nurda, Hüsrev'in sisteminde veya Hafız Alinin sisteminde vs. gibi ifadelerinden maksat nedir. Bunları nasıl anlamamız lazım?