"İşte şu üç misâl gibi, insanlar, insana verilen cihâzât-ı ma‘neviyeyi eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla isti‘mâl etse ve dünyada ebedî kalacak gibi gāfilâne davransa, ahlâk-ı rezîleye ve isrâfât ve abesiyete medâr olur. Eğer hafiflerini dünya umûruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve ma‘neviyeye sarf etse; ahlâk-ı hamîdeye menşe’, hikmet ve hakîkate muvâfık olarak saadet-i dâreyne medâr ol...
İhlas, kelime manası ile kısaca amellerde Allah’ın rızasını gözetmek demektir. Peki ihlas sûresinin adının ihlas olmasının hikmeti nedir? Ve bu sûre içerisinde ihlasın kelime manası olan (Allah rızasından) bahsedilmektedir mi? İhlasa işaret eden bir manası da var mıdır?
Risale-i Nur'da çok geçen ima, remiz, işaret, delalet ve sarahat kelimelerinin anlamlarını ve birbirinden farklarını izah eder misiniz?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'den haber veren semavî kitaplardan birisi olan İncil'de "baba" kelimesi geçiyor. Neden peygamberimizin risaletinin delillerinde "baba" ifadesi geçen kısımlardan örnekler veriliyor? Bir yerde okumuştum: İslam âlimlerinin dediğine göre İncil'de Peygamber Efendimizin risaletinden haber veren yerde geçen "baba" kelimesi müteşabih olarak yazıyormuş. Sorum şu: Müteşabih nası...
23. Söz'de geçen insanın camiiyyeti kelimesi ne manaya gelir?
İnsanların yaptığı fiiller için yarattı kelimesi kullanılması doğru mudur? Örneğin; haber spikeri acemi şoför için "trafikte tehlike yarattı" diyor. Bu kullanım caiz midir? Yarattı yerine hangi kelimeleri kullanmak doğru olur?
Hutbe-i Şamiye'de İslâm âleminin manevî hastalıklarından olan ye's yani ümitsizlik hastalığı ve reçetesi anlatılmaktadır. Bu konunun anlatıldığı 2. Kelime'yi kısaca izah eder misiniz?
"Sonra o yolcu dağlarda ve sahrâlarda fikriyle gezerken, eşcâr ve nebâtât âleminin kapısı fikrine açıldı. Onu içeriye çağırdılar: “Gel, dâiremizde de gez. Yazılarımızı da oku” dediler. O da girdi, gördü ki: Gayet muhteşem ve müzeyyen bir meclis-i tehlîl ve tevhîd ve bir halka-i zikir ve şükür teşkîl etmişler. Bütün eşcâr ve nebâtâtın envâ‘ları, bil’icmâ‘ beraber لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ diyorlar...
Kehf suresinde 80. ayette "Erkek çocuğa gelince, onun ana-babası, mümin kimselerdi. Bunun için (çocuğun) onları azgınlık ve nankörlüğe boğmasından korktuk." buradaki "korktuk" kelimesinde çoğul kullanılmasının sebebi nedir.?
Kuran'da, "(Hz. Meryem:) Keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi. (meryem, 23)" ve daha bir çok ayette keşke kelimesi geçiyor. Keşke demek şeytandan olduğunu işitiyoruz. Öyleyse bu mevzuyu nasıl anlamalıyız?