Kuran'da, "(Hz. Meryem:) Keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi. (meryem, 23)" ve daha bir çok ayette keşke kelimesi geçiyor. Keşke demek şeytandan olduğunu işitiyoruz. Öyleyse bu mevzuyu nasıl anlamalıyız?
Hz. Meryem'in keşke sözünü izah ederken Tefsir-i Kebir'de şu bilgilere yer verilir:
"Salih kimselerin bir belaya düştüklerinde adetleri böyle söylemektir.
Rivayet olunduğunda göre, Hz. Ebu Bekir, ağaç üzerindeki bir kuşa bakıp şöyle demiştir: "Ey kuş, ne mutlu sana. Ağaca konup, meyvelerinden yiyorsun. Ben kuşun gagaladığı bir meyve olmayı ne kadar isterdim."
Hz. Ömer (r.a)'in de yerden bir saman çöpünü alarak: "Keşke şu saman çöpü ben olsaydım! Keşke birşey olmasaydım" dediği rivayet edilmiştir.
Hz. Ali de Cemel Vakası olduğunda: "Keşke bu günden önce, yirmi yaşında iken ölseydim" demiştir.
Bilal-i Habeşi (r.a)'ın: "Ey Bilal annen seni keşke doğurmasaydı" dediği rivayet edilmiştir. Böylece bu gibi sözleri, salih kimselerin sıkıntıya düştüklerinde söyledikleri sabit olur."
Öyleyse hadisteki, "Keşke şöyle yapsa idim şöyle olurdu deme. Fakat Allah takdir etti ve dilediğini yaptı. Çünkü, 'eğer' demek şeytanın işine kapı açar." (Feyzulkadir, 2713) emrini nasıl anlamalıyız?
Bunun izahı şöyle yapılmıştır: Hadisteki yasaklama, kişiyi Allah'ın takdirinden yüz çevirip sebeblere dayanma hatasından sakındırmaktadır.
Ayette Hz. Meryem'in ifadesinde ve sahabelerin beyanlarındaki keşkeler ise bundan farklıdır.
Kaderi unutarak, 'ben şöyle yapsaydım' nevinden kendi tercihlerine yönelik olarak konuşmuyorlar. Aksine kadere bakarak, 'keşke kaderim şöyle olsa idi de bugünkü düştüğüm sıkıntıya düşmese idim' diyorlar.
Hem kadere itiraz tarzında değil, mevcut sıkıntının verdiği ızdırabı anlatmaya çalışıyorlar.