Birincisi: Bundan on beş sene evvel, Rusya’nın şimâlinde esîr olduğum zaman, doksan esîr zâbitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntıdan ve ruh darlığından çok münâkaşalar, gürültüler oluyordu. Umumunun bana karşı ziyâde hürmetleri olduğundan teskîn ediyordum. Sonra, sükûneti muhâfaza için dört beş zâbiti tâ‘yîn ettim. Ve dedim: “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, heme...
Üstadımız "Başka yerlerde beyan ettiğimiz gibi; Küre-i Arz, hareket-i seneviyesiyle ileride mecma-ı haşir olacak bir meydanın etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ise, Arz'ın o medar-ı senevîsi altındadır demektir." (Mektubat-1 Shf.4) Üstadımızın haşir meydanı hakkındaki bu malumatının kaynağı nedir acaba?
'Demek yirmibeş bin seneye karib bir daire-i muhitanın içinde, rivayete binaen Şam-ı Şerif kıt'ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bastedilecektir.'" cümlesini açıklar mısınız?
Eşim çalışıyor. Babası bu sene kendine ait büyükbaş hayvandan bir hisse eşime verdi ücretsiz. Bu uygun mudur ve eşim kurban ibadetini yerine getirmiş sayılır mı?
Son bir senedir kalbimde Allah'a ve dinime karşı huşusuzluk var. O kadar anlatılan şeylere rağmen bu sıkıntıdan kurtulamıyorum. Bunların şeytandan ve nefisten olduğunu biliyorum. Allah'ın izniyle yardımcı olmanızı bekliyorum.
18. Lema'da geçen şu cümleyi izah eder misiniz? "İmam-ı Ali’nin (r.a.) hicretten otuz sene sonra Kûfe’de yazdığı bu Ercüze’deki dokuz defa altmış, otuza ilâve edilse beş yüz yetmiş oluyor ki, Cengiz’in ve Hülâgu’nun hücum ve tahribat zamanıdır."
Hem Hz Ali'nin verdigi tarihle Moğolların saldırı tarihi tam uyuşmuyor sanki. Burayı nasıl anlamalıyız?
İbadetin türleri nelerdir? Helal dairede ve Allah rızası için yapılan gündelik işler de direkt olarak ibadet sayılır mı? Yoksa sadece ibadetmişler gibi hasene mi getirirler? Eğer ibadet sayılırlarsa ne tür bir sınıflandırma altına girerler?
Göbeklitepe' nin 12.000 yıl önce insanlar tarafından inşa ettiği bilimsel olarak iddia edilmektedir. Ancak insanlığın var oluşu dini bilgilere göre 7000 sene öteye gitmektedir. Bu bir çelişki değil mi? İzah eder misiniz?
Bedüüzzaman hazretleri "Gençlik Rehberi" adlı eserinde bazı gençlerin 50 sene sonraki hallerini bir sinema gibi gördüğünü ve bir kısmının kabir azabı çektiğini beyan ediyor. Bu gerçek mi? Günümüzde kabir azabının olup olmadıgı hakkında tartışmalar oluyor. Bu konuda bilgi verirmisiniz?
Bundan elli sene önce ölen bir insan amellerine göre kabir hayatını yaşayacak. Bu durum haşre kadar devam edecek. Şimdi vefat eden bir insan da kabir hayatını haşre kadar yaşayacak. Daha önce ölen insanların kabirde yaşadıkları azap daha fazla olmaz mı? Bu durumun hikmeti nedir?