Göbeklitepe' nin 12.000 yıl önce insanlar tarafından inşa ettiği bilimsel olarak iddia edilmektedir. Ancak insanlığın var oluşu dini bilgilere göre 7000 sene öteye gitmektedir. Bu bir çelişki değil mi? İzah eder misiniz?
Bir nesnenin kaç yüzyıl öncesine ait olduğunu ortaya koyan bilimsel çalışmalar çoğunlukla teoriktir. Katî bir sonuç ifade etmekten uzaktır. Kur’ân’da geçen zaman kavramları ise izafi ve nisbet edildiği şeye göre değişkenlik arz etmektedir. Hal böyle iken bu iki kaynağın ortaya koyduğu farklı tarihleri yakınlaştırmak pek mümkün gözükmemektedir. Bu noktada asıl mesele İslâm’ın insan tarihi anlatımıyla bilimin ortaya koyduğu insan tarihinin doğuş hikâyesidir.
İslâm’ın insanlık tarihi hikâyesi Hz. Âdem’le başlar ve bir peygamberler tarihidir aslında insanlığın tarihi. Fakat bugün bilim için insanlık tarihinin doğuşu tam anlamıyla büyük bir kargaşadır. Hiçbir şey berrak değildir. Her geçen gün ortaya koyduğu veriler değişmektedir. Zaten Göbeklitepe, bilimin ortaya koyduğu bilgilerin nasıl yıkıldığını anlatan tek başına büyük bir misaldir. Yani Kur’ân’ın ilk insan anlatımıyla seküler bilimin ortaya koyduğu ilk insan tarihçesi apayrıdır. Ve asıl uçurum budur. Tarih belirleme daha tali’ ve ikincil bir meseledir. Zira nisbi, göreceli ve teoriktir.
Kur’ân’da ifade edilen bir günün süresi nispet edildiği şeye göre farklılıklar arz eder. Bir gün bazen 1000 sene bazen 50.000 sene olarak ifade edilir. Güneşimiz esas alındığı zaman bir gün 24 saattir. Fakat Şems-üş-Şümus denilen güneşlerin güneşine göre bir gün 50.000 senedir. O halde bilim 12.000 sene değil 120.000 sene de dese fark etmez. Mesele yaklaşım tarzındaki farklılıklardır. Zaman Kur’ân’da nisbet edildiği şeye göre farklılık arz eder. Bilim ise meseleyi teorik bir nazarla ele alır. Bu haliyle bu iki kaynağın aynı tarihlerde buluşması mümkün değildir.
Lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/insanligin-omru