Aklımızdaki bilginin vucud-u haricisi var mıdır? Eğer varsa, şirk düşüncesi de bir bilgidir. Fakat hakikati olmadığına göre nasıl vücud-u haricisi olur?
Risale-i Nur'da mektuplarda geçen Sav beldesi ve bin sayısı hakkında bilgi verir misiniz? Hz. Üstad, neden "Bin kalemli Sav" ifadesini kullanmış?
124 bin peygamberden yalnızca 25 tanesini biliyor olmamızın hikmeti nedir? Diğer Peygamberlerle ilgili hiç mi bilgi yok?
Risalelerde geçen bin üç yüz seneden kasıt nedir?
4. Şua'nın Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiyede geçen ''Bilhassa Kur’ân’a mensubiyeti ve kabûl-ü Nebevî ve inşâallâh marzî-i İlâhî cihetiyle bir ân-ı vücûdu ve nazar-ı Rabbânîye mazhariyeti, umum ehl-i dünyânın takdîrinden daha ziyâde kıymetdar bildim.'' Bu cümledeki "ân-ı vücûdu" ifadesinden ne anlamamız gerekiyor? Bu cümleyi Risale-i Nur penceresinden izah eder misiniz?
Bir bebeğin oluşma ve gelişme esnasında göstermiş olduğu hareketin sistematik ve hikmetli hareketler ve aşamalar olduğunu nasıl anlayabiliriz? Aklıma sürekli ya ileride değişirse veya önceden bebeklerin gelişim aşaması böyle değildi diye sorular gelmekte
Tarikat şeyhi olan bir zat elini bayan müritlerine öptürdü. Bunu biraz araştırdım ve Hz. Ömer Efendimiz de Mekke'nin fethinde kadınlardan biat alırken ellerini tutmuş diye bir blgiye ulaştım. Bu bilgi doğru mudur? Bir kadın yabancı erkeğin elini öpebilir mi?
Bir Müslüman bütün Müslümanları sevmek zorunda mı? Çünkü kişi din olarak İslamiyeti seçmiş de olsa bizim çocuğumuza çok ciddi zarar vermiş olabilir, eşini öldürmüş olabilir, uyuşturucu satıcısı olabilir, işini kötüye kullanan doktor olabilir vs. Onu da sevmek zorunlu mudur? Sevmeden kasıt tam olarak nedir?
Müslümanlara bakıp İslam'ı yargılamak ne derece doğrudur?
"Veraset-i Ahmediye ile ism-i a'zam zılline mazhar bir mü'min, kendi kabiliyeti itibariyle kemmiyetçe bir Nebinin feyzi kadar sevab alıyor denilse hilaf-ı hakikat olamaz. Kemiyetce bir nebinin feyzi kadar sevap alıyor" ne demek, izah eder misiniz?