''Bitlis vilâyetine tâbi Nurs köyünde doğan ben, talebe hayatımda rastgelen âlimlerle mücâdele ederek, ilmî münakaşalarla karşıma çıkanları inâyet-i İlâhiye ile mağlûp ede ede İstanbul’a kadar geldim'' (Şualar) Üstadın ifade ettiği ''münakaşa,mücadele'' ifadeleri o zamanın eğitim anlayışından mı ileri geliyor?
"Hem eğer Hazret-i Ali olmasaydı, dünya saltanatı, mülûk-u Emeviyeyi bütün bütün yoldan çıkarmak muhtemeldi. Halbuki, karşılarında Hazret-i Ali ve Âl-i Beyti gördükleri için, onlara karşı muvazeneye gelmek ve ehl-i İslâm nazarında mevkilerini muhafaza etmek için, ister istemez, Emeviye devleti reislerinin umumu, kendileri olmasa da, herhalde teşvik ve tasvipleriyle, etbâları ve taraftarları, bütün...
BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
Birine nazar, şifa veya başka niyetle okunan surelerin veya duaların vucüda üfelmesi veya suya okunması ile ilgili hadis veya kaynak var mıdır? Bu usul doğru mudur? Caiz midir?
Çarşaf giyen hanımların yapmasının uygun olmadığı şeyler var mıdır? Mesela çarşafın üstüne ceket ve mont giymek caiz midir? Bir de çarşaflıların özellikle dikkat etmesi gerektiği hususlar nelerdir? Bir de yüzük zinet sayılır mı? Mesela alyans gibi evlilik yüzüğünü dışarda takmak zinet sayılır mı, yani uygunsuz olur mu? Ya da nazarı dikkatleri, parlayan bir yüzük alsın düşüncesiyle yüzük takmak geç...
Kader Risalesi’ndeki şu paragrafı izah eder misiniz?
"Cüz'-i ihtiyarînin üss-ül esası olan meyelan, Matüridîce bir emr-i itibarîdir, abde verilebilir. Fakat Eş'arî, ona mevcud nazarıyla baktığı için abde vermemiş. O meyelandaki tasarruf, Eş'ariyece bir emr-i itibarîdir. Öyle ise o meyelan, o tasarruf, bir emr-i nisbîdir. Muhakkak bir vücud-u haricîsi yoktur. Emr-i itibarî ise, illet-i tâmme istem...
Münazarat adlı eserde,"Sual: Dine zarar olmasın, ne olursa olsun?" Bu sualden maksat nedir, bilgi verir misiniz?
Eczahane misalinde, macunların, pek çok muhtelif edviyelerden hassas mizanlarla terkip edilip oluşturulması ifade ediliyor. Hakikat kısmında ise her bir canlının benzer şekilde hassas mizanlarla çeşit çeşit maddelerden terkip edildiği nazara veriliyor. Acaba elinizde bu hakikat kısmı için sayısal örnekler var mıdır?
"Halimi soranlara dedim ki: Hem nazar, hem ervah-ı gayr-ı tayyibe cihetinden başıma gelen bu musibet, rahmet-i İlâhiyeyle, on adetten bire indi, dokuzu nimet oldu. Bâki kalan birisi de, dokuz menfaati oldu." İzah eder misiniz?
Münazaratta geçen fikr-i infiradi ve tasavvur-u şahsi ifadelerini örneklerle izah eder misiniz?