"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
Gözler ile kulakların hakim olduğu bu asırda: Gözler akıllara, kulaklar kalplere perde olmuş.Sadece seyrediyor, yanlızca işitiyoruz. Gözün akla muhtaç, sözün kalbe müştak olduğunu nasıl idrak edeceğiz?
Üstad 1. Mektup 3. Sualde "cehennem nerededir" sorusunu cevaplarken haşir meydanını, dünyanın yörüngesi, yani gezdiği daire olarak ifade ediyor. Nasıl oluyor, alem-i ahiret, alem-i şehadette bir yerlerde tarif ediliyor? Alem-i ahirete ait bazı manaları güneş sistemi içinde maddi bir yerlerde düşünmek doğru mudur?
Yüce Allah bütün kainatı tek başıyla bir anda nasıl idare ediyor? Bir tarafta akşam bir tarafta gündüz olmasına rağmen bütün bu işleri şaşırmadan nasıl tanzim ediyor?
Cenabı Hakk’ın Hak, Hafiz, Hakim, Cemil Rahim gibi isimleri haşirsizliğe nasıl müsade etmez?
Allahın çok büyük merhamet sahibi olduğunu biliyoruz. Ama bu kadar merhamet sahibi Rabbimiz nasıl olur da inanmayan birini sırf inanmıyor diye asırlarca binlerce yıllar boyu değil, sonsuza kadar cehenneme atacaktır?
4. Şua'daki, "Bendeki aşk-ı beka bendeki bekaya değil. Belki sebebsiz ve bizzat mahbub olan kemal-i mutlak sahibi zat-ı zülkemalin ve zülcelalin bir isminin bir cilvesinin mahiyetimde bir gölgesi bulunduğundan, fıtratımda o kamil-i mutlakın varlığına ve kemaline ve bekasına müteveccih olan muhabbet-i fıtrıye gaflet yüzünden yolunu şaşırmış " cümlesini biraz açar mısınız? Hususen "bir isminin bir c...
Amirim parasını verip içki almamı istedi. Bir an içkiyi taşımanın haram olduğunu düşünemedim. Zaten parasını verdi kendisi içecek diye boş bulundum ve aldım. Bir hadis-i şerifte taşıyan da lanetlidir, taşıyan da içenle aynı günahı işlemiştir, yazıyor. Bu hadisleri sonradan gördüm. Yani bilmeden en büyük günahlardan birini işlemiş oldum. Aşırı pişmanım, tövbe ettim. Başka ne yapmam gerekir?
Bir internet sitesinde Bediüzzaman Hazretlerinin Darü’l Hikmet'il İslâmiye azası olabilmek için kendisine Fransızca öğrenme şartı getirildiği ve 15 günde Fransızca öğrendiğine dair şöyle bir yazıya denk geldik, çok şaşırdık. Bu hadisenin aslı var mıdır?
"Diyanet İşleri Başkanı olan bir zâtla bu konuları konuşmak büyük bir gelişmeydi. Daha sonra kendisi konuşmaya başladı. Bize “Çocuklar, Bediüz...
Bela insanın diline bağlıdır. Bir kimse bir şeyi "yapmam" dedi mi, şeytan her işini bırakıp onu yaptırana kadar uğraşır hakikatini nasıl anlamalıyız?