Asa-yı Musa mecmuası birinci Hüccet-i İmaniye 18. mertebesinde; " imkân hakîkatinden çıkıp kâinâtın bu büyük şehâdetinin bir kanadını teşkîl ederler. Kâinâtın şehâdetini her iki kanadı ve iki hakîkatiyle Risâle-i Nûr eczâları ve bilhassa Yirmi İkinci ve Otuz İkinci Sözler ve Yirminci ve Otuz Üçüncü Mektublar tamamıyla isbat ve îzâh ettiklerinden onlara havâle ederek, bu pek uzun kıssayı kısa kest...
Kainatın büyüklügünü (sonsuzluğu) nasıl anlayabiliriz?
Kâinâtın dilenciliğinden ve hadisatın karşısında titremekten besmele ile nasıl kurtulunur?
"Bu kâinât, o kadar ma‘nîdâr ve muntazamdır ki, mücessem bir kitâb-ı Sübhânî ve cismânî bir Kur’ân-ı Rabbânî ve müzeyyen bir saray-ı Samedânî ve muntazam bir şehr-i Rahmânî suretinde görünüyor." Bu cümleyi açıklayabilir misiniz?
Kainatta olan biten çok küçük ve gözümüze gereksiz gibi gelen şeyleri de illa bir hikmete bağlı olarak mı düşünmeliyiz? Yoksa Cenab-ı Hakkın koyduğu âdetlerin neticeleri olarak mı görmeliyiz? Mesela bir yaprağın ağaçtan düşerken savrulup bir yere düşmesi gibi...
Kanun-u kayyumiyeti misallerle açıklar mısınız?
Kainatta cari kanunların yanlız ilmi vucudu varsa, bu kanunlar vasıtasıyla madde üzerinde tesirleri nasıl oluyor?
Kanunların yalnız ilmi vücutlarının bulunması ne demektir?
10.Hüccet-i İmaniyenin 1. kelimesini açıklar mısınız?
10. Hüccet-i İmaniye'nin (20. Mektub'un 1. Makamı) 11. Kelimesini izah eder misiniz?