Üstad Bediüzzaman'ın siyasete bakışı nasıldı?
Mektubatta şöyle bir yer var: "Eğer yalan söylemişse, beni riyadan ve riyanın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır." Üstad'a atılan bir iftiranın, onun riyadan kurtulmasına sebep olmasını izah eder misiniz?
Bizler zamanın müceddidi olan Bediüzzaman hz.lerinin davasını, onun hizmetini nasıl layığıyla devam ettirebiliriz? Üstad bu konuda bizlere neler söylüyor? Bizim üzerimize ne gibi görevler düşüyor?
"Hem büyük bir ricam var, beni hastahaneye sevk etmeyiniz. Bütün hayatımda, hususan bu yirmi iki sene tecrid-i mutlak ömrümde tahammül edemediğim bir vaziyete, yani tanımadığım hastabakıcıların hükmü altına mecbur etmeyiniz." Üstad niye hastabakıcıların ona bakmasını "tahammül edilemez" olarak nitelendiriyor?
Sikke-i Tasdik'te Mevlana Halid'in Üstad Bediüzzaman'ın hemşehrisi olduğu yazıyor. Üsdat Bitlis Nurs köyünden, Mevlana Halid ise Irak Süleymaniye şehrinden. Nasıl hemşehri oluyorlar?
Üstad Hz.lerinin bir çok risalede "birden kalbime ihtar edildi ki" diye başlayan cümleler var. Bu tür cümleleri, ilhama mazhar olduğu anlamına mı gelmektedir?
Bediüzzaman Hazretleri'nin seçimlerde Menderes'i desteklediğini biliyoruz. Bazıları, "Menderes rakı dahi içen birisiydi ezanı arapça yaptı diye bu kadar kıymet verilir mi, İslam kahramanı denir mi? diyorlar. Üstadın Menderes hakkında böyle senakar sözleri var mı varsa nasıl anlayacağız?
Bediüzzaman Hazretleri hayatta iken, Risale-i Nur Talebeleri'nin kendisinden sonra bölünmemeleri için ikazlarda bulunmuş mudur?
İhlas risalesinde İmam Ali (k.v) ve Gavsı Azam Abdülkadir Geylani (ks) Hazretlerinden bahisle; "böyle manevi kahramanları arkanızda zahir başınızda üstad bulmak isterseniz ihlası tammı kazanınız" deniliyor. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Üstad Bediüzzaman'ın 1960'da vefatından sonra Nur Cemaati içinde yaşanan bazı olumsuz gelişmelerin sebebi nedir?