Mektubatta şöyle bir yer var: "Eğer yalan söylemişse, beni riyadan ve riyanın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır." Üstad'a atılan bir iftiranın, onun riyadan kurtulmasına sebep olmasını izah eder misiniz?
Bizler zamanın müceddidi olan Bediüzzaman hz.lerinin davasını, onun hizmetini nasıl layığıyla devam ettirebiliriz? Üstad bu konuda bizlere neler söylüyor? Bizim üzerimize ne gibi görevler düşüyor?
Üstad'ın bir kız veya erkek çocuğa isim verip vermediğini merak ediyorum.
"Ben kendim, belki yüz def‘adan fazla tecrübe etmişim ki; bir mü’min kardeşe adâvetim vaktinde, o adâvetten öyle bir azab çekiyordum ki, şübhe bırakmıyordu, bu seyyieme muaccel bir cezâdır, çektiriliyor." (28.lema sayfa 308)
1) Üstadımızın adavet etmesini nasıl anlamalıyız? Adavet ettiğini söylemeside de bir fazilettir ama dini emirlere en yüksek hassasiyeti gösteren ve herşeyini feda eden biri...
İhlas risalesi 3. düsturda geçen "beni de ihlasa sokarsınız" cümlesini üstad niçin kullanmış. Biz üstadımızın ihlaslı olduğuna canu gönülden inanıyoruz. Bu cümlede üstadımız ne kast etmiş olabilir?
Sikke-i Tasdik'te Mevlana Halid'in Üstad Bediüzzaman'ın hemşehrisi olduğu yazıyor. Üsdat Bitlis Nurs köyünden, Mevlana Halid ise Irak Süleymaniye şehrinden. Nasıl hemşehri oluyorlar?
Üstad Hz.lerinin bir çok risalede "birden kalbime ihtar edildi ki" diye başlayan cümleler var. Bu tür cümleleri, ilhama mazhar olduğu anlamına mı gelmektedir?
Bediüzzaman Hazretlerinin mezarının yerinin bilinmesini istememesinin sebebi nedir?
Üstad hazretleri seyyid midir?
Bediüzzaman Hz.lerinin Eski Said ve Yeni Said devrindeki üstadları hakkında bilgi verir misiniz? Üstadımızın hayatına ne gibi etkileri olmuştur?