Arama sonuçları: 40 sonuç bulundu.

Tevbe suresi 66. ayette "....bir gurubunuzu affedecek olsak bile, bu işin esas suçlularını affetmeyip azap edeceğiz." diyor esas suçlu diye bahsedilen kim? hiçbirisine tevbe nasip olmayacak mı? 
Namazdan sonra dua ederken günahlarıma tövbe ediyordum. Rabbimin âyetlerde, ben sizin tüm günahlarınızı bağışlarım demesi üzerine ben de dedim ki "Allah'ım! Bütün günahlarınızı bağışlarım diye vaad etmişsin, o âyete ve vaadine güveniyorum, lütfen beni bağışla! diyerek dua etmek uygun mudur?
Dua nedir nasıl yapılmalıdır? İzah eder misiniz?
Duanın kabul olması için gereken şartlar nelerdir?
Öncelikle nikahtan önce yaşanılan el ele tutuşma dokunma öpme olaylarına girmiş iki gencin keffareti ne olabilir? Sürekli tövbe edip aynı şekilde kendilerini bulmaları, tekrar tekrar pişmanlık duyup dikkat ederek ardından tekrar taviz verilerek aynı hâle geri gelmeleri ve tövbeye yüz bulamamaları, utanmaları, imtihanı kaybetmeleri İslâm'da nasıl değerlendirilir? Bu iki genç hayırlı bir yuva kurmak...
Gün gün teravih namazının faziletleri nelerdir? Bu bahsi geçen faziletler hangi kaynağa dayanmaktadır ve bu faziletleri kazanmanın şartı, gerekliliği nedir?
"Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir" ve "Bir günaha düşen, günahını gizlesin! Allahü teâlânın örtüsünü onun üzerinde bulundursun!" hadislerinden yola çıkarak eğer bir kişi bize "filanca günahı işledin mi?" diye soru sorar ise hem tevbe ettiğimiz için hem de örtmemiz gerektiği için "Hayır yapmadım" demek yalan söylemek midir? Nasıl cevap verilmelidir?
2. Lema'da; ”Bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.” Cümlesinde geçen "imanın zedelenmesi ve lisanın zevk-i ruhanisi" tabirlerini açıklayabilir misiniz?
Günah olmayan bir şeye tövbe edersek ve sonra tövbeyi bozarsak günah işlemiş olur muyuz?
Asa-yı Musa mecmuasının Osmanlıca nüsha 76. Sayfasındaki ihtâr kısmında üstat hazretleri “Her bir âyetin, müteaddid ma‘nâları var. Hem her bir ma‘nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir. Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Bir kaç örnek verir misiniz?