Gün gün teravih namazının faziletleri nelerdir? Bu bahsi geçen faziletler hangi kaynağa dayanmaktadır ve bu faziletleri kazanmanın şartı, gerekliliği nedir?
Hadis külliyatlarında yer alan rivayetlere bakıldığında teravih namazını başlangıçta cemaate bizzat kıldıran Sevgili Peygamberimiz (sav), ümmetinin yükünü arttırabileceği düşüncesiyle bu uygulamadan vazgeçmiştir. O'nun (sav) bu namazı iki veya üç gün mescitte kıldırdığı, cemaatin gittikçe çoğaldığını görünce mescide çıkmadığı ve bunu Allah’ın farz kılabileceği endişesiyle yaptığını söylediği rivayet edilir.
Resul-i Ekrem (sav) bizzat teravih namazını kıldığı gibi, “Ramazan ayını inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” hadisiyle bilhassa gece ibadetlerinin ve teravih namazının kastedildiği yorumu yapılmıştır.[1]
Teravihin tek başına kılınmasına Hz. Ebû Bekir döneminde devam edilmiştir. Bu uygulamanın camide meydana getirdiği dağınıklığı, artık farz kılınma ihtimali bulunmadığını ve Resul-i Ekrem’in konuyla ilgili sözünden çıkan anlamı dikkate alan Hz. Ömer, 14 (635) yılında Übey b. Kâ‘b’dan cemaate teravih namazı kıldırmasını istemiş ve bu uygulama günümüze kadar sürmüştür.
Hanefi, Şafii ve Hanbeli fakihlerin çoğunluğu, Hz. Peygamber’in (sav) Ramazan’da -yatsı namazı hariç- vitir dahil 23 rekat namaz kıldığı yolundaki rivayetten ve sahabe uygulamasından hareketle teravihin 20 rekat olduğu görüşünü benimsemiştir. Bu cihetle teravih namazının 2’şer rekat halinde toplam 20 rekat kılınması daha faziletli görülmüştür.
Bunun yanı sıra bazı kitaplarda teravih namazının gün gün fazileti hakkında zayıf da olsa şu rivayetler bulunmaktadır:
Teravih Namazının Günlere Göre Sevapları
Teravih namazı kılmanının fazîletleri nelerdir? Teravih namazının her gün ayrı ayrı sevabı vardır. Teravih namazının fazîletleri;
1. Gece: Terâvîh kılan kişi, anasının kendisini doğurduğu gün gibi günahlarından çıkar.
2. Gece: Eğer müminseler ana babası mağfiret olunur.
3. Gece: Arş’ın altından melekler kendisine: “Ameline yeniden başla, geçmiş olan günahların muhakkak senin için bağışlanmıştır.” diye seslenir.
4. Gece: Kendisi için Tevrât, İncîl, Zebûr ve Furkân’ı okumuş kadar sevap vardır.
5. Gece: Allâh-u Te‛âlâ ona Mescid-i Harâm’da, Mescid-i Nebevî’de ve Mescid-i Aksâ’da kılmış olanların sevâbını verir.
6. Gece: Allâh-u Te‛âlâ kendisine Beyt-i Ma’mûr’u tavâf eden (melek)lerin sevâbını verir. Her taş ve tuğla(ya varıncaya kadar her şey) kendisi için istiğfâr eder.
7. Gece: Mûsâ (Aleyhisselâm)a kavuşup, Firavun ve Hâmân’a karşı ona yardım etmiş gibi olur.
8. Gece: Bedir Harbi’ne katılmış gibidir. Ayrıca Allâh-u Te‛âlâ ona İbrâhîm (Aleyhisselâm)a verdiği mükâfâtı verir.
9. Gece: Tövbekâr Dâvûd (Aleyhisselâm)ın ibâdeti ve Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in tâati kadar Allâh-u Te’âlâ’ya ibâdet etmiş gibidir.
10. Gece: Allâh-u Te‛âlâ kendisine dünyâ ve âhirette selâmet nasîb eder ve iki cihânın hayırlarını bahşeder. Ayrıca yetmişbin ve daha fazla kişi hakkında şefaatçi kılınır.
11. Gece: Dünyâdan suya kanmış olarak çıkar ve Sırât’ı göz kapan şimşek gibi geçer.
12. Gece: Allâh-u Te‛âlâ kendisine yetmiş adet makbûl hâc ve makbûl umre ecri yazar ve kıyâmet günü (mahşere) dolunay gecesindeki ay gibi (nurlu olarak) gelir.
13. Gece: Beyt-i Makdis’i ma’mûr etmiş kimseler ve orada mücâvir bulunmuş peygamberler, sıddîklar, şehîdler ve sâlihler gibi sevaplara nâil kılınır ve kıyâmet günü bütün kötülüklerden emîn olarak (mahşere) gelir.
14. Gece: Kadr Gecesine ulaşıp Haceru’l-Esved ile Makâm-ı İbrâhîm arasında namaz kılmış gibi olur ve melekler onun terâvîh kılmış olduğuna dâir şâhit olarak (mahşere) gelir. Bu nedenle kıyâmet gününde Allâh-u Te‛âlâ kendisini (zor bir hesapla) muhâsebeye tâbi tutmaz.
15. Gece: Allâh-u Te‛âlâ duâsını kabûl eder, hâcetini görür, anlatanların ta’rîf edemeyeceği kadar kendisine mükâfat verir. Ayrıca melekler, özellikle Arş’ı ve Kürsî’yi taşıyan melâike kendisine salâtta bulunurlar (feyiz ve rahmet yağdırırlar).
16. Gece: Kabrinden: “Şâhitlik ederim ki; Allâh-u Te‛âlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehâdet ederim ki; Muhammed (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem) O’nun kulu ve Rasûlüdür.” diye nidâ ederek (kelime-i şehâdet getirerek) kabrinden çıkar. Böylece Allâh-u Te‛âlâ kendisine cehennemden kurtuluş berâtı ve cennete giriş berâtı yazar.
17. Gece: Cennetteki makâmını görmedikçe dünyâdan çıkmaz, kendisine peygamberlerin sevâbının bir misli bağışlanır.
18. Gece: Mücâhitlerin ve şehîtlerin ecrine nâil kılınır ve bir melek kendisine: “Ey Allâh’ın kulu! Muhakkak ki Allâh-u Te‛âlâ senden de anan babandan da râzı olmuştur” diye nidâ eder.
19. Gece: Allâh-u Te‛âlâ kendisine dünyâ ve âhiret sıkıntılarına karşı kâfî gelir ve Firdevs (cennetin)de derecelerini yükseltir.
20. Gece: Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)i görmeden, kendisini cennetle müjdelemeden ve melekler onu ziyâret etmeden dünyâdan çıkmaz.
21. Gece: Allâh-u Te‛âlâ kendisine cennette nûrdan bir köşk binâ eder ve ona göktekilerle yerdekiler sayısınca sevâb yazar.
22. Gece: Allâh-u Te‛âlâ ona Muhammed (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in ümmetinden yetimleri ve dulları doyuran herkes kadar ecir yazar. Böylece o, kıyâmet gününe her türlü ğam ve kederden emîn olarak gelir.
23. Gece: Muhammed (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in ümmetinin esirlerini satın alıp onları âzât etmiş gibi (sevâba nâil) olur ve Allâh-u Te‛âlâ kendisine cennette bir şehir binâ eder.
24. Gece: Allâh-u Te‛âlâ amel defterini ona sağ elinden verir, kendisinin yirmi dört adet makbûl duâ hakkı olur.
25. Gece: Allâh-u Te‛âlâ ölüm meleğini ona en güzel bir sûrette gönderir de o onu, bitmez tükenmez nîmetlerle müjdeler. Ayrıca Allâh-u Te‛âlâ ondan kabir azâbını kaldırır.
26. Gece: Cennet kendisine âşık olur ve Allâh-u Te‛âlâ onun için kırk senelik sevâb yükseltir.
27. Gece: Allâh-u Te‛âlâ, Rıdvân’a cennet kapılarını onun için açmasını emreder.
28. Gece: Allâh-u Te‛âlâ, meleklere kendisine cehennem kapılarını kilitlemelerini emreder. Ayrıca onun cennette bin derecesini yükseltir.
29. Gece: Allâh-u Te‛âlâ ona Eyyûb (Aleyhisselâm)ın belâsına karşı (sabretme) sevâbı gibi ecirler yazar ve kötülüklerini kendisine örter.
30. Gece: oOduğu zaman; Allâh-u Te‛âlâ: “Ey Benim (terâvîh namazlarını bitiren) kulum! Cennet meyvelerinden ye! Selsebîl gözesinden yıkan ve Kevser suyundan iç! Ben senin Rabbinim; sen de Benim kulumsun!” buyurur.
Böylece bir münâdiye gökyüzünden doğru (Kendisi adına):
“İşte bunlar azâbımdan âzâtlılarımdır! İzzim, Celâlim ve Yüce Makâmım hakkı için; Muhammed (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in ümmetinden oruç tutanları cennete girdireceğim!” diye nidâ etmesini emreder.”[2]
Zayıf Hadislerle Amel Etmek Konusu Hakkında Bilgi İçin Lütfen Bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/yazi-mektubundaki-zayif-hadis
https://risale.online/soru-cevap/zayif-hadisler-konusunda-ne-yapmaliyiz
[1] Buhari, Salatü’t-Teravih, 1.
[2] Kitâbu’l-mevâ’iz fî fünûni’l-mecâlis, Zühretü’r-riyâd, İsmail Hakkı, Mecâlisü’l-va’z ve’t-tezkîr, sh:88-90, Osman el-Hobevî, Dürratü’l-vâ‛ızîn, sh:16,17; Muhammed Hayrî, Mecâlis-i Hayriyye ve mefâtîh-ı ilmiyye, sh:15-99