Soru

Dinle Alay Eden İnsana Tövbe Nasip Olmayacak mı

Tevbe suresi 66. ayette "....bir gurubunuzu affedecek olsak bile, bu işin esas suçlularını affetmeyip azap edeceğiz." diyor esas suçlu diye bahsedilen kim? hiçbirisine tevbe nasip olmayacak mı? 

Tarih: 16.12.2017 10:48:58
Okunma: 10576

Cevap

"(Boşuna) özür dilemeyin; îmân etmenizden sonra gerçekten kâfir(liğinizi açığa vurmuş) oldunuz! İçinizden bir kısmını (samîmî tevbelerine binâen) affetsek bile, bir kısmına da gerçekten onlar günahkâr kimseler olduklarından dolayı azâb edeceğiz!" (Tevbe Suresi, 66)

Yukarıdageçen ayette af edilmeyecek olanlar. Münafıklık edip sonra tevbe etmeyip o şekilde ölenlerdir. Allah onların küfür ve nifak üzere öleceklerini bildiği için bu şekilde ayet indirmiştir.

Münafıkların ileri sürdükleri mazeretin geçersizliğini belirten Nisa 65. âyet, dolaylı bir tarzda müminlere yönelik olarak da dinî ve itikadî konuların şaka ve eğlence konusu edilemeyeceği hususunda ciddi bir uyarı ihtiva etmektedir. Münafıkların bir kısmı iman ile küfür arasında bocalayan, diğer bir kısmı ise bilinçli olarak ve ısrarla inkârcılığını sürdüren fakat müslümanlara karşı bunu gizlemeye çalışan kişilerdir. İşte 66. âyette, aklını ve iradesini doğru yönde kullanmayı, içindeki hak-bâtıl mücadelesini imanın galibiyetiyle sonuçlandırmayı başaranlara yüce Allah’ın bağış kapısının açık bulunduğu, inkârcılıkta ısrar edenler için ise kötü âkıbetin kaçınılmaz olduğu haber verilmektedir. (Kur'an Yolu Tefsiri, Nisa Suresi. )

 

Allah, şirk hariç (tevbe edilmediği taktirde) dilediği kimselerin büyük-küçük günahlarını mağfiret eder. Affa uğrayan günahkârları, vaîd(azap etme, azapla tehdid etme) ve tehdidin şümulünden istisna etmek gerektir. (Taftazani, Kelam ilmi ve İslam akaidi, dergah yayınları,1991)

Samimi bir tevbe günahları imha eder. Bir insan istiğfar ederek tam abd olsa; o vakit " Allah onların kötülüklerini iyilklere çevirir." (Furkan, 70)   sırrına mazhar olur. Hem istiğfar eden, Allah’a sığınır. Allah’a sığınan ise, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstehak olur.

“Kim bir kötülük yapar yahut nefsine zulmeder de sonra Allah’tan mağfiret dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve esirgeyici bulacaktır.”(Nisa, 4/110)

Abdullah İbnu Mesud (ra) anlatıyor; Resulullah (sav) buyurdular ki: “ Günahtan tevbe eden, bir günah işlememiş gibidir.” (K.Sitte, 7310)

Abdullah İbnu Amr (ra) anlatıyor; Resulullah (sav) buyurdular ki: “ Allah Teala hazretleri, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe kabul eder.” (K. Sitte, 7312)

“Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa, arkadan tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir.” (K. Sitte, 7308)

Hem “Tevbe ederim” düşüncesi ile günah işleyen kimse, tevbe etme fırsatı bulup bulamayacağı mechuldür. Ömrünün yetip yetmeyeceği, yaptığı hareketinin ilahi gadaba dokunup dokunmayacağı bilinmez. Böyle bir durumdan Allah’a sığınmak gerekir.

 

Tevbe kapısı, insana hayatta bulunduğu surece devamlı kendisine açıktır. Allah ilgili ayetlerde ve hadislerde bu kapının devamlı açık oldugu ifade etmektedir. Tevbe hakkında geniş bir malumat almak için şu linkleri inceleyebilirsiniz.


/soru-cevap/tovbeyi-bozmak

/soru-cevap/nasuh-tevbesi

/soru-cevap/devamli-gunah-islemek

 


Yorum Yap

Yorumlar