"Erkân-ı imaniyenin hakaikini gözle görüp, melâikeyi, Cenneti, âhireti, hattâ Zât-ı Zülcelâli gözle müşahede etmek, kâinata ve beşere öyle bir hazine ve bir nur-u ezelî ve ebedî bir hediye getirmiştir..." (Sözler)
Cenab-ı Hak cismani değildir, onu göz ile görmek ne demektir?
Nur Külliyatı’nda geçen tabiiyyun, maddiyyun, sofestai, maddeye ezeliyet verenler gibi cereyanları kısaca izah eder misiniz?
"İşte bunun gibi, hadsiz emârelerle gösteriyor ki, mevcudât-ı havâiye olan hurûfun, hususan hurûf-u kudsiyenin ve Kur’âniyenin, hususan evâil-i sûredeki şifre-i İlâhiyenin hurûfâtı, muntazam ve nihâyetsiz hassas ve zamansız emirleri dinler ve yapar gibi göründüğünden, elbette zerrât-ı havâiyede kudsiyet noktasında emr-i كُنْ فَيَكُونُ ’un cilvesine ve İrâde-i Ezeliyenin tecellîsine mazhar hurûfât...
Cenab-ı Allah herşeyi biliyor ezelden ebede kadar... Madem herşeyi biliyor neden cennete gidecek kulunu cennete, cehenneme gidecek kulunuda cehenneme göndermiyor.?
Tabiat Risalesi’nin üçüncü muhalinde geçen, ''Sultan-ı Ezeli’nin
hikmetinden gelen nizamat-ı kainatın MANEVİ KANUNLARINI birer MADDİ
MADDE tasavvur ederek ve saltanat-rububiyetin KAVANİN-İ İTİBARİYESİNİ
ve o Mabud Ezeli’nin şeriat-ı fıtriyye-i kübrasının MANEVİ ve yalnız
VÜCUD-U İLMİSİ bulunan ahkamlarını ve düsturlarını birer MEVCUD-U
HARİCİ ve maddi bir madde tahayyül ederek o İLM ve KELAMD...
“ Karıncayı emîrsiz, arıyı ya‘sûbsuz bırakmayan kudret-i ezeliye, elbette beşeri nebîsiz bırakmaz. Âlem-i şehâdetteki insanlara inşikāk-ı kamer bir mu‘cize-i Ahmediye (asm) olduğu gibi, mi‘râc dahi âlem-i melekûtteki melâike ve rûhâniyâta karşıbir mu‘cize-i kübrâ-yı Ahmediyedir (asm) ki, nübüvvetinin velâyeti bu kerâmet-i bâhire ile isbat edilmiştir. Ve o parlak zât, berk ve kamer gibi melekûtte ş...
Kur'ân-ı Kerim semadan mı indi? Eğer semadan indi ise ezeli ve ebedi olan Kelam-ı ilahi olan Kur'ân'a bir hudut bir mekan çizilmiş olunmuyor mu?
"Eğer sen vücûdundaki o zerreleri, Kadîr-i Ezelî’nin kanunuyla hareket eden küçük me’murları veya bir ordusu; veya kalem-i kaderin uçları; her bir zerre bir kalem ucu veya kalem-i kudretin noktaları; ve her bir zerre bir nokta olduğunu kabûl etmezsen; o vakit senin vücûdunda çalışan her bir zerreye öyle bir göz lâzım ki; senin mecmû‘-u cesedin her tarafını görmekle beraber, münâsebetdâr olduğun bü...
Aklımızla sonzuzluk kavramını idrak edebilir miyiz? Ezeliyet ve ebediyet kavramları nasıl idrak edilebilir? yokluk nedir? Hiçlik nedir?
"Tahavvülât-ı zerrât, Nakkāş-ı Ezelî’nin kalem-i kudreti, kitâb-ı kâinâtta yazdığı âyât-ı tekvîniyenin hengâmındaki ihtizâzâtı ve cevelânıdır." (30. Söz) cümlesini açıklar mısınız