Arama sonuçları: 87 sonuç bulundu.

"Şüphesiz ahirzamanın azgınları o âlimlerdir ki ağızlarını tatlandırdılar. Sonra hevalarına tabi olmaya yöneldiler. İlmi sevap isteyerek okumadılar. Ancak dünyada kolaylık için okudular. Onları mal ile genişlemiş ve karınlarını haram ile doldurmuş görürsün. Bu yüzden (onlar yüzünden) insanları zillette bulursun. Zira alimin kayması bin kaymaya bedeldir. Alimin musibeti ilmiyle amel etmediği zamand...
28. Lema'da Hz. Ali fendimizin Risale-i Nur'a işaret eden; “Yâ Rab! Benim yıldızımı nûr eyle! Âhirzamâna kadar bedî‘ sûrette ışıklandır, şû‘lelendir.” ifadelerini nasıl anlamak gerekiyor? İlgili kısmı detaylı bir şekilde cümle cümle izah eder misiniz? 
Ahirzamanda gelecek olan Mehdi hakkında bilgi verir misiniz?
Deniliyorki Ahirzamanda gelecek olan şahıs kendinden önceki müçtehitlere uymaz mezhepleri ortadan kaldıracak deniliyor. Risalei Nurun müellifi bu makamı kendisine almamış ama kendinden önceki müçtehitlere uymuş mu?
Üstad Bediüzzaman Sahabeler bahsinde, "Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür" mealindeki hadisi izah ediyor ve diyor ki, "sahabeler külli fazilette geçilemez. O rivayetler hususi fazilete dairdir, has bazı şahıslar hakkındadır." Hususi fazilet kısmını anlıyoruz. Fakat has şahıslar tabirini, bazı hususi kimseler sahabeleri geçer diye anlayabilir miyiz?
27.Sözün zeylinde, Sahabeler Bahsinde geçen "amma ehadisde varid olmuş (hadislerde gelmiş) ki 'ahirzamanda beni görmeden iman eden daha ziyade makbuldür' mealindeki rivayet hususi fazilete dairdir, has bazı eşhas (şahıslar) hakkındadır." Buradaki eşhas kimlerdir?
Alevilerin, Şianın Suriye'de ve başka yerlerde yaptığı Sünnî katliamlarını gördük. Ellerinden gelse Müslümanlara hayat hakkı tanımayacak olan bu kimseler İslam düşmanı değil midir? Bunlara kardeş demek hata değil mi?
Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de kâfirler istemese bile nurunu tamamlayacağını vadediyor. Risale-i Nurlar'da ise Üstadımızın 'beşerin başına acele bir kıyamet kopmazsa' ifadelerine rastlıyoruz. Rabbimizin Kur'ân'da kesin olarak geçen vaadini ve Üstadımızın bu ifadelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Bu konuya doğru bakış açısı nasıl olmalıdır?
Bediüzzaman Hazretleri'nin kendisinden sonra yerine geçmek üzere Hüsrev Efendi'yi bıraktığı doğru mudur?
Üstad Bediüzzaman Hazretleri niçin ömrü boyunca harama bakmamıştır? Bununla ilgili hikayeler ve alıntılar nelerdir?