Üstad Bediüzzaman Sahabeler bahsinde, "Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür" mealindeki hadisi izah ediyor ve diyor ki, "sahabeler külli fazilette geçilemez. O rivayetler hususi fazilete dairdir, has bazı şahıslar hakkındadır." Hususi fazilet kısmını anlıyoruz. Fakat has şahıslar tabirini, bazı hususi kimseler sahabeleri geçer diye anlayabilir miyiz?
Evet öyle anlamak uygundur. Zaten Hz. Üstad o cümlenin devamında şöyle diyor: "Bahsimiz ise, fazilet-i külliye ve ekseriyet itibariyledir."
Yani büyük çoğunluk sahabeleri geçemese de bazı çok hususi şahıslar, bütün sahabeleri olmasa da bazı sahabeleri geçerek daha yüksek makamlara çıkabilirler.
Hususen ahirzamanda geleceği müjdelenen Hazret-i Mehdî'nin makamının pek çok sahabelerden üstte olacağına dair rivayetler vardır.
İbn-i Mace'de Enes bin Malik'in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de Mehd'yi makamca sahabelerle beraber saymış ve Cennet ehlinin efendilerinden olarak zikretmiştir:
Enes b. Malik’den:
“Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duydum: “Biz Abdulmuttalib oğulları cennet ehlinin efendileriyiz: Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi.”