Merhabalar, ben bugüne kadar maddi manevi büyük kul haklarına girdim. O İnsanlardan helallik istemeye bile yüzüm yok. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek istemiyorum ama Allah beni affetse bu durumda hakkına girdiğim insanlara zulüm olmaz mı? Ben nasıl Allah'ın rahmetinden ümitvar olayım?
Evet eğer abd hâlık-ı ef'ali bulunsaydı ve icada iktidarı olsaydı, o vakit ihtiyarı ref' olurdu. Çünki ilm-i usûl ve hikmette مَا لَمْ يَجِبْ لَمْ يُوجَدْ kaidesince mukarrerdir ki: "Bir şey vâcib olmazsa, vücuda gelmez." Yani, illet-i tâmme bulunacak; sonra vücuda gelebilir. İllet-i tâmme ise; ma'lulü, bizzarure ve bilvücub iktiza ediyor. O vakit ihtiyar kalmaz. Bu pasajı detaylıca açıklar mısın...
Allahın bir şeyin yaratılması için ona ol der mi? Halbuki yaratmak için ol demesine ihtiyacı yok. Konu ile ilgili ayeti nasıl anlamalıyız?
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de 6666 ayet var deniliyor.Oysa Kur'anın fihristinden bakıldığında 113 adet Besmele-i şerifi dahil edersek (Tevbe suresi besmelesiz başladığı için sayılmadı) 6250 ediyor. Bu duruma bir izah getiremediğimden sizlerin bilgisine başvurmayı ihtiyaç hissettim.
Kur'an-ı Kerim neden Arapça olarak okunmalıdır? Namaz ve namazın tesbihatı gibi ibadetler neden Arapça yapılmalıdır? Anlamadan okumak yerine meali okumak mı daha faziletlidir? Arapçanın ne gibi hususiyetleri Cenab-ı Hakkın bu dili murad etmesine vesile olmuş olabilir? Mümkünse teferruatlı makale olarak cevap verir misiniz?
"Hem insan hodgâmlık ve zâhirperestliğiyle beraber, her şeyi kendine bakan yüzüyle muhâkeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edeb zanneder. Meselâ âlet-i tenâsül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa hilkate, san‘ata ve gāyât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa, ayn-ı edebdir. Ha...
Kuranda Rableri kelimesi var. Ben çoğul gibi anlıyorum. Bundan dolayı vesvese geliyor. Lütfen yardım ediniz.
Kur'an'da emir ve nehiy bildiren ayetlerde belagat, fesahat, cezalet gibi mucizevi özellikler var mıdır? Mesela Bakara Suresi 43. ayette namazın kılınması ve zekatın verilmesi emrediliyor. Benim aklıma "bir şeyi emretmek ve men etmek gayet basit kelimelerden oluyor, nasıl bu kelimelerde belağat, cezalet fesahat gibi mucizevi özellikler bulunabilir?" sorusu gelmektedir.
Kur’anın belağatinin mucize oluşunu bir örnekle anlatabilir misiniz?
Kuran, Kadir gecesinde topluca mı indirilmiş. Yoksa peyderpey mi indirilmiş? Bunun izahı nasıldır?