"Kur’ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Sözde beyan ve ispat edildiği gibi, Kur’ân; Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır."
Burayı izah eder misiniz?
Kur’an’ın inkârcıları susturmak için onlara Kur’an’ın benzeri bir söz söylemeye davet ederek meydan okuduğunu işittik. Bunun nasıl bir meydan okuma olduğunu açıklar mısınız?
Lemalar'da geçen “Kusurunu görmemek o kusurdan daha büyük bir kusurdur” sözüyle ne anlatılmak isteniyor
Neden Kur'an'dan önceki kitaplar değiştirildi. Allah'ın sözü değiştirilebilir mi?
Lahikalarda Hikmetül İstiaze risalesinin birinci ve ikinci kısımlarından söz ediliyor. Ama Lemalarda böyle bir taksim görmedik. Bu risalenin ikinci kısmı ayrı bir risale mi acaba?
(Sabri'nin fıkrasıdır) Üstad-ı Ekremim! Hikmetü'l-İstiâze'nin İkinci Kısmı öyle kıymetdâr bir hazine-i cevâhir ve maraz-ı vesvesenin iksîr bir ilâcıdır ki, âlem-i fânîden âlem-i bekàya göçünceye kadar, nefis ve şeytanın...
32. Söz'deki, "İmâm-ı Rabbânî ra. demiş ki: "Letâif-i Cennet, cilve-i esmânın temessülâtıdır." cümlesini açıklar mısınız?
Üstad Bediüzzaman’ın, “Bu zamanda i’lâyı kelimetullah maddeten terakkıye mütevakkıftır” sözünü nasıl anlamalıyız? Bunun tatbiki için ne yapmalıyız?
Üstad, 14. Sözün Zeyli zelzele bahsinin baş kısımında “Manevi ve ehemmiyetli bir canipten şimdiki şimdiki zelzele münasebetiyle altı yedi cüzi suale karşı…” diye ifade ettiği yerdeki "manevi ve ehemmiyetli bir canip" dediği kısmı açıklar mısınız? Üstad bu ihtarı nereden almış olabilir.
Hem deme ki: “Ben mazharım. Güzele mazhar ise güzelleşir.” Zîrâ temessül, etmediğinden, mazhar değil, memer olursun. (Sözler) İzah eder misiniz?
Osmanlıca risalelerde Sözler Mecmuası, Lemalar Mecmuası gibi "mecmua" kelimesi niçin kullanılıyor?