"Bir hadise, eğer imkân-ı aklî dairesinde olmazsa reddedilir; imkân-ı örfî dairesinde olmazsa dahi mucize olur, fakat kolayca keramet olamaz" cümlesinde "kolayca keremet olamaz" ifadesini nasıl anlamalıyız?
Abdullah dedi ki: Babam Ömer İbnu'l-Hattab (ra) bana şunu anlattı: (...) Sonra tekrar sordu: “Bana ihsan hakkında bilgi ver?” Hz. Peygamber (sav) açıkladı: “ İhsan, ALLAH'ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi ALLAH'a ibadet etmendir. Sen O'nu görmesen de O seni görüyor.” Adam tekrar sordu: “Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver?” Hz. Peygamber (sav) bu sefer: “Kıyamet hakkında kend...
"Şu Cehennem-i Suğrâ, Cehennem-i Kübrâya ait çok vezâifi, dünyada ve âlem-i berzahta görmüş ve ehâdislerle işaret edilmiştir." (Mektubat) İfadesini nasıl anlamamız gerekiyor?
1. Vücud-u ilmi ve vücud-u harici tabirlerini ilk olarak üstad mı kullanıyor; yoksa daha önceki alimler de bu kavramları zikr etmiş mi?
2. Müstakbele daha kudret taalluk etmemiştir diyebilir miyiz?
3. Miraçda Peygamber efendimize cennetin ve cehennemin hadiseleri vücud-u ilmi şeklinde mi; yoksa kudretin taalluk etmiş olduğu vücud-u harici ile mi gösterildi?
4. Allah, zamandan münezzeh olduğu iç...
Kur'an harfleriyle yazmanın esrar-ı şeriate ve sünnet-i seniyye'ye hizmet ettiğini ve "Fesad-ı ümmet zamanında kim benim sünnetime temessük ederse 100 şehid sevabını kazanabilir." hadisini de nazara aldığımızda yazı hizmetinin sünnet olması ne bakımdan gerçekleşmiş oluyor?
Bazı yerlerde okuduğum bir hadiste, "Kuran okumaya başlarken bu duayı okursanız her harfine 50.000 sevap verilir." (müslim) deniyor. Bu hadis sahih midir?
"Hem insan hodgâmlık ve zâhirperestliğiyle beraber, her şeyi kendine bakan yüzüyle muhâkeme ettiğinden, pek çok mahz-ı edebî olan şeyleri hilâf-ı edeb zanneder. Meselâ âlet-i tenâsül-ü insan, insan nazarında bahsi hacâlet-âverdir. Fakat şu perde-i hacâlet, insana bakan yüzdedir. Yoksa hilkate, san‘ata ve gāyât-ı fıtrata bakan yüzler öyle perdelerdir ki, hikmet nazarıyla bakılsa, ayn-ı edebdir. Ha...
Mirac mucizesi Kur'ân-ı Kerim'de anlatılıyor, fakat çok detay verilmeden. Ancak Miracla ilgili ayet dışında da hadislerde ve farklı kaynaklarda çok fazla şey anlatılıyor. Bu bilgiler doğru mudur?
Hadislerde lanetlenen büyük bir günahı işleyenin affı mümkün müdür? Yoksa lanetlendiği için kurtuluşu yok mudur?
"Mazlumun bedduasından sakın. Çünkü onunla Allah arasında perde yoktur." Bu hadis-i şerifte geçen "perde yoktur" kısmını nasıl anlamayız? Beddualar perdesiz midir?