”Bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.” Cümlesinde geçen "imanın zedelenmesi" tabirini açıklayabilir misiniz?
Her imtihan bir yarışmadır. Bu dünyada dahi bir bir imtihan vardır. Yarışmada amaç birinci olmaktır. Ama bu kainattaki yarışmada her hangi büyük bir evliya dahi en fazla 224000. olabiliyor kader olarak bir sürü peygamber bizi geçiyor o halde insan mutlak mağlup olacağı bu yarışı niçin kabul etmiştir?
En'am suresi 116 da Rabbimiz "Eğer yeryüzünde bulunan (insan)ların çoğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. (Onlar) ancak zanna tâbi' olurlar ve onlar sâdece yalan söylerler." buyurmaktadır. Bu ayetteki "insanların çoğunluğu" cümlesini nasıl anlamak lazım. Halbuki hadiste " ümmetim dalalet üzere ittifak etmez" vs. gibi hadis-i şeriflerle bunu nasıl tevfik edeceğiz.
Müslüman olduğu halde ırkçılık yapan birini uyarmanın en güzel yolu nedir?
"Bir emrin behemehal bir müessirin tesiriyle vücuda gelmesi lazımdır ki tereccüh bila müreccih lazım gelmesin. Ama itibari emirlerde tahsis edici bir şey bulunmazsa bile muhal lazım gelmez." Bu cümleyi izah edermisiniz?
İslâm medeniyetinde kadınların eğitim yeri neresidir? Sahabe efendilerimiz zamanında ilim ve zekavet sahibi hanım sahabeler olduğu bilinmektedir. Lakin 4 büyük halife döneminden sonraki İslâm devletlerinde kadınların fenni ve sanatsal alanlarda eğitildiğine ve bu alanlarda eser vermiş hanım âlimelere pek rastlanmamaktadır. Bunun sebebi ne olabilir?
İslâm’ın ilim öğrenmeye verdiği önem göz önünde...
Eşlerin birbirini namaza kaldırma ve davet zorunluluğu varmı dır? Sabah namazına kaldırmazsa eş sorumlu olur mu? Veya namaza çağrıldığı halde kalkmazsa eş ne yapmalı? Zorlamalı mı yoksa eşler birbirlerini kendi haline mi bırakmalı?
Halk arasında "Hıdırellez" tabir edilen günün İslâmî bir kaynağı var mıdır? Bugüne mahsus kutlamaların İslâmiyet'te yeri nedir?
Feridüddin Attarın eserinde şu rivayet geçmekte; Râbiatu’l-Adeviyye, bir defasında Süfyan es-Sevrî de yanında olduğu halde sabaha kadar namaz kılmışlar, Süfyan, bunu bize nasip eden Allah’a şükredelim deyince o: “Öyleyse bugün oruç tutalım” demiş. Onların bu hali haremlik selamlık anlayışıyla çelişmiyor mu?
Peygamberimiz ( a.s.v ). Hadis"i şerifleriflerinde “İslam, şüphesiz garip olarak başladı ve günün birinde garip hale dönecektir. Ne mutlu o gariplere'' buyurmuşlar. efendimiz budarada ne anlatmak istemiş?