Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Size iki emanet bırakıyorum. Birisi Kur'ân, diğeri ehl-i beyt" demiş. Kur'ân hakikaten günümüze kadar geldi ve isteyen ona sarılabilir. Fakat ehl-i beyt nasıl bize bırakılmış? Ehl-i beyt Hz. Peygamberin (s.a.v) ev halkı değilmidir? Biz onları nereden bulacak, tanıyacak ve sarılacağız?
Ehl-i beyt, her asırda Müslümanları iyiliğe güzelliğe hayra teşvik etmiştir. Rasul-u Ekrem (s.a.v.) Efendimizin şerefli nesebi (soyundan gelen mübarek zatlar) her asrı nuruyla parlatmış ve aydınlatmıştır. Onlar gizli saklı değillerdir. Yaptıkları hizmet ettikleri ubudiyet ortadadır. Her biri bir yıldız gibi ümmete yol göstermiştir. Teslimiyet ve sadakatleriyle Müslümanlara rehber ve önder olmuştur.
Başta Hz. Ali (r.a.) olmak üzere Hasan (ra) ve Hüseyin (ra) Ehl-i Beyt’in On İki İmamı, Gavs-ı Azam (k.s.) ve Ahmed-i Rüfâî (ks) ve Ahmed-i Bedevî (ks) ve İbrâhîm-i Desûkî (ks) ve Ebû’l-Hasan-ı Şâzelî (ks) gibi mübarek zatlar güneş gibi ortadadır. Keza geçtiğimiz yüzyılda Bediüzzaman Hazretleri ve Seyyid Ahmet Hüsrev Altınbaşak Hazretleri misüllü zatlar o mübarek neslin güneş gibi parlayan yüz akıdırlar.
Detaylı malumat için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/bediuzzaman-ve-al-i-beyt