Risale-i Nur'da insana neden misal-i musağğar denilmiştir? Ya da neden âlem-i asgar denilmiştir? Bu ifadeleri nasıl anlamalıyız?
Mesnevi-i Nuriye'de geçen şu cümleyi izah eder misiniz? "İnsan nisyandan alındığı için insan nisyana mübteladır."
"Fakat o şerler ademden geldiklerinden o şerirler hakiki faildirler"(onbirinci mesele)
O şerirler hakiki faildirler derken mesuliyet manasında mı deniliyor? Hakiki failler derken ne kastediliyor? Çünkü hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah.
2. Lem'a'nın Hâtime kısmında geçen insanın "şükür fabrikası" olmasını ve "binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem" olmasını nasıl anlamalıyız? İzah edebilir misiniz?
Allah bizi kulluk etmemiz için yarattı. Melekler zaten ona en güzel şekilde kulluk ediyor. Neden günah işlemeye meyilli olan insanlar yaratıldı?
Risale-i nurda şöyle diyor: "bazen zulüm içinde adalet tecelli eder." Neden "bazen adalet" tecelli eder?
Sahabe Efendilerimizde insanlardan bir şey istememe özelliği var. Ve ahlak kitabında da bu durum, güzel özelliklerden sayılıyor. Ama illa ki insanlardan bir şey isteniyor. Bunu nasıl anlamalıyız, nasıl uygulamalıyız? Ölçümüz nasıl olmalı?
En'am suresi 116 da Rabbimiz "Eğer yeryüzünde bulunan (insan)ların çoğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. (Onlar) ancak zanna tâbi' olurlar ve onlar sâdece yalan söylerler." buyurmaktadır. Bu ayetteki "insanların çoğunluğu" cümlesini nasıl anlamak lazım. Halbuki hadiste " ümmetim dalalet üzere ittifak etmez" vs. gibi hadis-i şeriflerle bunu nasıl tevfik edeceğiz.
İnsanların yaptığı fiiller için yarattı kelimesi kullanılması doğru mudur? Örneğin; haber spikeri acemi şoför için "trafikte tehlike yarattı" diyor. Bu kullanım caiz midir? Yarattı yerine hangi kelimeleri kullanmak doğru olur?