Soru

İnsanın Nisyana (Unutmaya) Mübtela Oluşunun Hikmeti

Mesnevi-i Nuriye'de geçen şu cümleyi izah eder misiniz? "İnsan nisyandan alındığı için insan nisyana mübteladır."

Tarih: 19.12.2024 14:33:24

Cevap

Sualde bahsedilen “İ'lem eyyühe'l-aziz! İnsan nisyandan alındığı için nisyana müptelâdır.” [1] cümlesi insanın isminin dahi unutmaktan geldiğini dolayısıyla unutmaya mübtelâ olduğunu anlatmaktadır. Buna göre insan kelimesinin kökü “unutmak” mânasındaki nesyden insiyân olduğu ifade edilmiştir. İbn Abbas’a nisbet edilen, “İnsan ahdini unutması sebebiyle bu ismi almıştır[2] şeklindeki rivayet bu görüşü desteklemektedir.[3]

Bediüzzaman Hazretleri de bu görüşü benimsemiştir. Zira o İşaratü’l İcâz adlı tefsirinde şöyle demektedir; “Nas aslında nisyandan alınmış bir ism-i fâildir; vasfiyet-i asliyesi (asıl vasfı) mülâhazasıyla (düşünmesiyle) insanlara bir itâba (azarlamaya) işarettir. Yani, "Ey insanlar! Niçin misak-ı ezelîyi (ezeli anlaşmayı) unuttunuz? Fakat bir cihetten de insanlara bir mâzeret yolunu gösteriyor. Yani, "Sizin o misâkı terk etmeniz, amden (bilerek) değil; belki sehiv (yanılma) ve nisyandan (unutmadan) ileri gelmiştir.”[4]  

Bundan dolayıdır ki insan unutmayı kasıtlı veya kasıtsız olarak yapsa da, fıtratında olan bir şey olduğu için kelime kökü olarak nisyandan gelmektedir. İnsanın böyle isimlendirilmesinin sebebi, kendisiyle Rabbi arasında sözleşme olduğu halde onun bu sözleşmeyi unutması,[5] ahdini bozması ve Rabbine karşı gelmesidir. Taha suresinde Hz. Âdem kıssasının anlatıldığı bölümün başında: “Andolsun ki biz Âdem’e ahid (emir ve vayih) vermiştik. Ne var ki o, unuttu. Onda azim de bulamadık[6] âyeti buna delil olarak zikredilmiştir.


[1]  Bediüzzaman Said Nursi, Mesnevi-i Nuriye, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.227

[2]Ebu‟l-Fida İsmail b. Ömer ibn Kesîr, Tefsiru’l Kur‟ani’l-Azim, Kuveyt, 1998, c.3, s.224

[3]İsmâil b. Hammâd el-Cevherî, eṣ-Sıhâh: Tâcü’l-luga ve sıhâhu’l-ʿArabiyye, Kahire 1956, c.3, s. 904

[4]Bediüzzaman Said Nursi, İşaratü’l İcâz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.147

[5] Ragıb el-İsfehani, Müfredatu elfazi’l-Kur’an, s. 38.

[6] Taha, 20/15.


Yorum Yap

Yorumlar