Âyetü'l-Kübra risalesini okunurken, art niyetli olduğunu düşünmediğim bir arkadaşım “Bediüzzaman, Celcelutiye'de geçen Âyetü'l-Kübra ve Asa-yı Musa gibi isimleri, önceden okuyup da sonradan kitapların ismini koyup basmış olamaz mı?” mealinde bir soru sordu. Bu arkadaşımıza nasıl cevap verebiliriz? Bu konuyu izah eder misiniz?
Hz. Peygamber (sav) Mirac Gecesi Allah'ı görmüş müdür? Bir kısım rivayetler gördüğünü ifade ederken bir kısım rivayetler Allah'ın nûrunu gördüğünü ifade ediyor. Mirac hakkındaki tüm rivayetler hakkında, özellikle Hz. Aişe (ra), Hz. Abdullah b. Abbas (ra) ve İkrime'nin (ra) rivayet ve görüşleri hakkında bilgi verir misiniz?
Peygamber Efendimizin gün içinde vakitlere göre okuduğu ve okunmasını tavsiye ettiği sureler ve namazda genellikle okuduğu bilinen sureleri, âyetleri açıklayabilir misiniz?
İbadet dünya ve ahiret saadetine nasıl vesile olur?
Risale-i nur’da değişik yerlerde geçen İbni Cevzî isimli zat kimdir?
Risale-i Nur’da değişik yerlerde geçen İbni Kayyım el-Cevziyye kimdir?
İçkinin neden haram olduğunu izah eder misiniz?
- İhlas risalesinde “ istemeyen bir arkadaşınızla yaptırması. Üstad hazretleri burada ne kast ediyor anlayamadım. İstemeyen derken nefsimiz istemediği bir arkadaşı mı kast ediyor, Anlatmak istemeyen bir arkadaşı mı kast ediyor yoksa başkaca bir şey mi? Ayrıca kimi kast ediyorsa neden istemediği mühim değil midir acaba. Belki kendisini yetersiz görüyordur. Bu durumda ne yapmak gerekir?
1. "Onlara bir iyilik gelirse bu Allah'tandır derler. Onlara bir kötülük gelirse bu senin yüzündendir derler. De ki hepsi Allah tan dir." (Nisa, 78) Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük gelirse kendindendir. "Nisa, 79" Bu iki ayeti nasıl anlamak lazım. Zahiren zıt gibi duruyor?
2. "Allah hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır." (Ahzap, 4) Halbuki iki kalpli insanların doğduğu ol...
Bediüzzaman hazretleri bir yerde "“Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder." demektedir. Ancak 11. recada "ulûm-u felsefiyeyi, ulûm-u İslâmiye ile beraber havsalama doldurmuştum. O ulûm-u felsefiyeyi pek yanlış olarak ma‘den-i tekemmül ve medâr-ı tenevvür zannetmiştim. Halbuki o felsefî mes’eleler, ruhumu çok fazla kirletmiş ve te...